Fatsa Söz Gazetesi / Fatsa'dan Güncel ve Özgün Haberler

BİR BABANIN İSYANI…

BİR BABANIN İSYANI…
04 Eylül 2024 - 11:56
Geçtiğimiz gün Irak’tan gelen acı haberle evladı Haldun Eruzun’u kaybeden acılı baba Dursun Mehmet Eruzun sosyal medya hesabından öyle bir paylaşım yaptı ki olay yerel olmaktan çıkmış, ülkenin prestiji açısından ele alınması gerekir duruma gelmiştir.
Bu nedenle yerel medya sınırlarını aşmış, ulusal medyanın da üzerine gitmesi gerektiğini düşünmekteyiz.
İşte Dursun Mehmet Eruzun’un o açıklaması;
“ÖLÜME GİDEN YOLCULUK!
Değerli dostlar, değerli arkadaşlar! Benim bu başıma gelenlere, kendi meselesiymiş, kendi yavrusuymuş, kendi kardeşiymiş gibi üzülüp bana destek olan değerli insanlar!.. Verdiğiniz desteklerden dolayı hepinize teşekkür ediyorum. Sağolun, varolun!..
Oğlum Haldun’un öldürülmesine, onun elinde bulunan, şirket için çok önemli ve rahatsız edici bir “evrakın” bulunmasının sebep olduğunu düşünüyorum.
Oğlum Haldun, canını kurtarmak için Kerkük’ten Erbil’e kaçtığında söz konusu evraktan bana bahsetmişti. Içeriğini sorduğumda; “patronları zora sokabilecek, onların hapis yatmalarına neden olabilecek bir evrak,” demişti.
Sonradan öğreniyorum ki; oğlum, bu belgeden birkaç kişiye daha bahsetmiş.
Oğlum, bana bunları anlattığında; kimseye anlatmaması için onu ikaz ettim. Ne yapacaksan, Türkiye’ye geldiğinde yaparsın, demiştim.
Şimdi anlıyorum ki; -aldığım bazı duyumlara göre de teyit ettim, kaçması için adeta ona yol vermişler ve teşvik etmişler.
Hatta; patronun biri, “onu aramanıza gerek yok, onun kaçtığını zaten biz biliyoruz. Biz istemeseydik kaçması mümkün değildi. Ona biz yol verdik,” demiştir.
Olaya şimdi baktığımda, bu söylenilener, bana çok mantıklı geliyor. Yoksa; etrafında “Haştışabi” askerlerinin nöbet tuttuğu “hapishane” gibi bir şirketten kaçmak mümkün mü?
Anlayacağınız; kaçması için oğluma yol verilmiş!
Peki; bunu neden yapmış olabilirler? Neden kaçmasına izin vermiş olabilirler?..
Başta, sorumluluğu üzerlerinden atmak istemişlerdir. Onun, kaçakçıların elinde iken daha kolay ortadan kaldırabileceklerini düşünmüşlerdir…
Nitekim; kaçtıktan sonra oğlumu adım adım takip ettiler ve onun her adımından haberleri oldu.
Mesela; oğlumun samimi arkadaşı olduğunu sandığı “Ali Nebil” adındaki kişi, oğlumu arabasıyla Kerkük’ten Erbil’e götürdükten sonra hep ikili oynamıştır. Oğlumun ses ve görüntülerini gizlice kaydederek her gün Ali Hüseyin Alwan adındaki Arap patrona göndermiştir.
Erbil Konsolosluğuna geldiğinde ise; konsolosluk görevlilerinin ona yardımcı olmadıklarını, anında haber alan patronların, oğlumun her adımından haberleri vardı.
Hatta; kaçakçıların elindeyken bile; “Resul Mantar” adındaki kişinin evinde kaldığından, şirketin haberi vardı.
Bütün bunların, Devletimiz tarafından araştırılmasını istiyorum. Benim gücüm bir yere kadar. Devletimden ilgi ve alaka bekliyorum.
Oğlum Haldun, derdi ki; patronların kolları çok uzun. Kimlerle ilişkilerinin olduğu belli olmaz!..
Konsolosluktaki hukuk müşaviri, neden geri çevirmiş? bilmek istiyorum mesela…
Bu müşavirle, defalarca konuştum, yalvardım. Sizin de çocuklarınız vardır, empati yapın dedim.
Ne yazık ki; bana hiç güven vermediği gibi, olumlu hiç bir tavır da sergilemedi. Adeta, ne halin varsa gör, der gibi bir hali vardı.
Sanki; oğlumun Türkiye’ye Sağ salim geçmesini istemeyenler vardı.
Peki; oğlumun, Türkiye’ye sağ ulaşması kimlerin aleyhine olabilirdi?..
Başta, şirketin kurucu ortaklarından Türk Vatandaşı Bahittin Bozo ve çifte vatandaş Rasim Şakir olmak üzere, yine şirketin iş ortaklarından çifte vatandaş Ali Hüseyin Alwan’ın işine gelmeyebilirdi. (Türk adı: Hakan Paşaoğlu’dur)
Demek ki; ortada, onları korkutan çok önemli bir belge var. Devletim tarafından araştırılmasını istiyorum.
Oğlumun, silahla öldürülmesine sebep olacak kadar önemli ne olabilirdi ki?..
Oğlumun elinde bulundurduğu belge, yukarıda isimlerini zikrettiğim kişileri rahatsız etmiş olabilir. Ortadan kaldırılması, onların işine yarayabilir.
Sayın Cumhurbaşkanım! Ben, tek başıma bu ağır yükün altından kalkamam. Lütfen; yardımcı olun!
Oğlum, Iraklı patronlar tarafından pasaportuna el konulduktan sonra şirkette, 3 ay esir tutuldu ve psikolojik işkencelere maruz kaldı. Bütün bunlara, uzaktan da olsa birebir telefon aracılığıyla şahit oldum. Maddi, manevi ve psikolojik olarak çok yıprandım. Devletimin gücünü arkamda hissetmeye ihtiyacım var.
Oğlumun “baba, çocukları sana emanet ediyorum!” sözünü her hatırladıkça bir baba olarak, gözyaşlarımı tutamıyorum.
Lütfen; Sayın Cumhurbaşkanım! bu konu, oğlum olması hasebiyle beni ilgilendirdiği gibi; Türk Vatandaşı olması hasebiyle de, Türkiye Cumhuriyeti Devletini doğrudan alakadar etmektedir.
Bu meseleyi çözmek, benim için onur meselesi olduğu kadar, Devletimin de onur meselesi olduğunu düşünüyorum.
Sizden istirham ediyorum! Eğer; benim can güvenliğimi sağlarsanız, Irak tarafında da dava açmak istiyorum.
Varsa, devletimin bazı kurumlarının ihmalkarlığı; özellikle de Musul ve Erbil konsoloslukları hakkında gerekli incelemeleri yaptıracağınızı düşünüyorum.
Şirketin, Ankara merkezli bir şirket olması nedeniyle de, Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına göre, en ağır cezayı almalarını istiyorum.
Içim kan ağlıyor, Sayın Cumhurbaşkanım! Bütün bu yapılanları, bir türlü hazmedemiyorum.
8 yaşındaki torunum, yetim kaldı. Bir dede olarak; sizin, gerekli empatiyi yapacağınızı düşünüyorum.
Ayrıca; siyasetten bağımsız olarak, hangi görüşten olursa olsun; bütün siyasilerin ve bürokratların yardımlarına açık olduğumu ifade etmek istiyorum.
Zira; bu mesele, siyasi değil; insani ve vicdani bir meseledir.
Bu meselede bana yardımcı olabilecek sağduyu sahibi bütün vicdanlara sesleniyorum! Bütün, makul ve meşru desteklerinize açık olduğumu ifade ediyorum.
Değerli dost ve arkadaşlara da, bu haklı davamda sesimin daha fazla duyurulması için, bu paylaşınlarımı paylaşmalarını rica ediyorum. Ta ki; benim gibi başkalarının da evlatları ziyan olmasın
Dursun Mehmet Eruzun”

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
KÖŞE YAZARLARI

Copyright © 2020 / Fatsa Söz Gazetesi / Tüm hakları saklıdır.