“Herkese tekrar merhaba.
Yapabileceğim şeyler bir vatandaş olarak sınırlı olduğundan, ‘Köşe Yazarı’ kimliğimle toplumsal bir konuya değinmek istedim. Sevgili Fatsa halkı, sayın başkanım, sayın büyükşehir belediye başkanım, sayın vekillerim, sevgili emniyet güçleri… Bu satırlardan her birinize sesleniyorum. Çünkü bu konu hakkında maalesef hiçbir muhatap bulamıyorum!
Belediyemiz sınırları içerisinde yaşayan sokak hayvanlarının bir problem haline getirilmesinin çok yanlış olduğunu düşünüyorum, çünkü bende evimde bir köpek besliyorum. Kendi haklarını bile savunamayacak kadar aciz canlıları, bünyemizde barındırmak çok da zor olmasa gerek. Hali hazırda ikamet ettiğim Kurtuluş Mahallesi Organize Sanayi Bölgesi yolu üzerinde sayamadığım kadar fazla kedi ve köpekle birlikte yaşıyoruz.
Bundan ben dâhil mahallemizin hiçbir sakini kesinlikle rahatsız değil. Ancak bahsettiğim sokak hayvanları son haftalarda trafik kazaları nedeniyle, yaşları itibariyle böylesi manzaraları görmemesi gereken çocukların gözleri önünde ölüyorlar! Zamane vicdansızlığı diyerek geçemeyeceğim sebeplerden dolayı aracı ile çarpan kişide kesinlikle yaralı hayvana sahip çıkmıyor.
Biliyorsunuz ki bu umarsızlığın asıl sebebi yetersiz yasalarımızdan ileri gelmekte ancak derdim kesinlikle konuyu politikleştirmek değil. Ben sorun değil çözüm odaklıyım ve yalnızca duyarlı bir davranış beklentisi içerisindeyim.
Erişim sağladığımız numaralar bizleri telefon hatlarında oradan oraya aktarmaktan başka bir şey yapmıyor ve nihayet yetkili birine bağlandığımızda ne yazık ki zamanında müdahale edilmiyor. Öte yandan hiçbirinde aşılı olduğuna dair bir iz yok. Nitekim aralarından 3 tanesi uyuzlu. İki tanesine kendi imkânlarımızla uyuz iğnesi yaptırdık. Ancak bu ne kadar sağlıklı, sizin takdiriniz…
Kendi evimde beslediğim köpeğimi aşılı olmasına rağmen evimin önünde gezdirmeye korkar oldum.
Benim okulum açılacak sevgili büyüklerim. Ben bir üniversite öğrencisiyim. Köpeğimle birlikte Yalova’ya gideceğim yakın zamanda; ancak Fatsa, bu zararsız sokak hayvanlarının çektiği eziyetlere tanıklık etmesin istiyorum. Böyle olmak zorunda değil. Hiç kimseyi suçlamıyorum, itham etmiyorum… Lütfen sağduyulu olun. Sizi temin ederim bu yazı farklı amaçlar gütmemektedir.
Önümüzde hepimizi bekleyen zorlu bir kış mevsimi varken ben, bütün bu canların bizlere emanet olduğunu bir kere daha hatırlatmak istiyorum. Hoşçakalın…”