1970 Yılında doğmuş, İstanbul Üniversitesi’nde İngilizce işletme okumuş, 2009’da CHP İstanbul Beylikdüzü İlçe Başkanı olmuş, 30 Mart 2014 Yerel Seçimlerinde de Beylikdüzü Belediye Başkanı seçilmiş, evli ve 3 çocuk babası, 1991’den bu yana Beylikdüzü’nde yaşıyor.
Bilin bakalım kim…
Bu bilgiler sizin için yeterli olmayabilir.
Belki de o güne kadar adını duymamış olabilirsiniz.
Öyleyse biraz daha devam edelim.
Aday belirlemekte, özellikle Fatsa’da son birkaç seçimde belediye başkanı adayı belirlemede görüldüğü gibi, pek isabet kaydedememiş CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından, 2009 yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı gösterilmiş.
Seçim çalışmaları sırasında çok sempatik tavrıyla herkesin gönlünü kazanmış ve haklı olarak da başkanlık görevini Türkiye’nin en deneyimli bir politikacısının elinden kapmış bir Karadenizli.
Ekrem İmamoğlu’nu anlatabilmek için bu kadar bilginin yeterli olduğunu düşünüyorum.
Seçim çalışmalarına ek olarak, sonuçların açıklanması sürecinde yaşanan o sıkıntılı saatlerde bile, sakinliğinden ve kibarlığından hiçbir şey kaybetmeyerek, izleyenlerin güvenini en yüksek düzeyde kazanmış olan bu adamın, gerçekten de CHP’nin genel başkanlık koltuğu için aranan kan olduğunu düşünen yalnızca ben değilim. Sokakta, halk arasında konu açılınca herkesin ama istisnasız herkesin paylaştığı bir görüş bu.
Ama biraz daha tanıyalım, önce belediye başkanlığı koltuğuna otursun da bir bakalım, eğer orası dar gelirse de genel başkanlık koltuğuna oturturuz diyorsanız, çok da fazla zaman kaybetmeyin.
Çünkü CHP’nin artık kaybedecek zamanı kalmamıştır.
Hadi hayırlı olsun…

NOT: Daha önce yayınlanan bir yazımda, bir hayır kurumumuzun zarara uğratıldığı şeklinde halk arasında dolaşan söylentilere bir açıklık getirilmesi düşüncesiyle açıklama veya bilgilendirme yapılması isteğinde bulunmuştum. Ancak şu ana kadar böyle bir açıklama gelmedi. Halbuki ben konuyla yakından ilgili olan eski yöneticilerin, halk arasında dolaşan söylentilerin gerçeği yansıtmadığını, o taşınmazları bu fiyata kiraya verebilmek için neler çektiklerine, hatta bazı kişilerin elini taşın altına koyup fedakarlık yaptıklarını, bunu da yıllarca sürdükleri şeklinde kamuoyunu aydınlatmalarını beklerdim. Ama onlar gazetenin imtiyaz sahibini arayıp, bu tür yazıların yazılmasına niçin izin verildiğini sorgulamışlardır.
Anlayamadım gitti neden bu yolu seçtiklerini.
Ama benim için konu kapanmış değildir. Gözlem ve araştırmalarım sürecek ve ileride aynı konu yeniden gündeme gelecektir.