Uzun zamandır gündeme getirmek istediğim bir konuyu sizlere aktarmak istiyorum.
Bir kentten övgüyle söz edilmesi için önce görünüşü değerlendirilir. Ekonomisi, sosyal yaşantısı, tarihi, kültürü ikinci planda gelir.
Çünkü insanlar üzerinde en etkili olan ilk görüntüdür. İlçemiz maalesef bu açıdan şu anda “en çirkin görüntülü şehir” yarışması düzenlense mutlaka derece alır diye düşünüyorum.
Özellikle Ünye yönünden ilçemize girildiğinde gözleri hırpalayan yapılaşma, daha şehrin tamamını görmeden insanlar üzerinde olumsuz bir görüntü oluşturuyor.
Fatsa’da bu durumdan şikayetçi olan kişilerin sayısı hiç de az değil. Hatta bu hesabın faturasının kesilmesi gerektiği konuşuluyor. Kişisel kanaatim ise; kesilse ne olacak, atı alan Üküdar’ı geçtikten sonra…
Ülkemizin değişmez kaderi olan “yapanın yanına kalmıştır” sözcüğü burada tam yerine oturuyor.
Demek istediğim şudur; her ne kadar belediyelerde kararlar meclisten çıksa da işin baş sorumlusu o belediyenin başkanıdır. Bu facianın sorumlusunun hukuk çerçevesi içerisinde hesap vereceğini düşünmüyorum, ama vicdanen rahat mıdır inanın çok merak ediyorum.
Bazı şeyleri yapabilmek için yeni bir buluşa gerek yoktur.
Yapacağınız işin örneklerini incelersiniz, daha önce gerçekleştirilenleri araştırırsınız ve onlardan yararlanırsınız.
Ülkemizde de dünyadada örnek alınacak birçok kent vardır.
Hatta çok uzaklara da gitmeye gerek yok.
Sayın başkanımız keşke işe başladığında Malatya’ya gidip bir inceleme yapsaydı da örnek alsaydı, her ne kadar coğrafi olarak meyilli bir araziye sahip de olsak fotoğraftaki gibi bir Fatsa ortaya çıkmazdı…
Tarih hiç bir zaman affetmez…
Tarih, Atatürk’ü de yazar, Hitler’i de…
Mustafa Kemal Çamaş’ı da yazar, o belediye başkanımızı da…
Hiç şüpheniz olmasın…