15 yıl kadar önce çıkan bir yasayla yerel yönetimlerde kent konseyi adı altında bir sivil toplum örgütü kurulması öngörüldü.
Tanımı yapılırken de; “kent yaşamında, kent vizyonunun ve hemşerilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım, yönetişim ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmek” gibi kalıplaşmış ama güzel sözcükler kullanıldı.
Ayrıca her belediye için yerel seçimin sonucunun belirlenmesinden sonra 3 ay içinde kent konseyi oluşturulması zorunluluğu da getirildi.
Buraya kadar her şey güzel de kurulu oluşturacak üyeler konusu biraz kafa karıştırıcı. Üyelerinin tamamının nasıl belirlendiğini bir yana bırakalım da ilk ikisi üzerinde duralım biraz.
Konseyin ilk 2 üyesi bölgenin en yüksek mülki amiri, yani vali veya kaymakam ve belediye başkanı.
İş böyle olunca işin içine bürokrasi ve biraz da siyaset bulaşıyor gibi. Çünkü yukarıdaki tanım çok kısa bir şekilde özetlendiğinde; kentin her yönüyle geliştirilip kalkındırılması amaçlandığı ortaya çıkmaktadır.
Bunun yolu da “bin bilsen de bir bilene danış” atasözünde yatmakta. Kafasını ne kadar çalışırsa çalışsın, ufku ne kadar geniş olursa olsun, insanın aklına her şey gelmeyebilir. Bir sorunun çözümü hiç akla gelmeyen bir yöntemde yatıyor olabilir. Konuyla ilgili ne kadar çok kişiye danışılırsa o kadar olumlu ve doğru sonuç alınacaktır.
Fatsa Belediye Başkanı İbrahim Etem Kibar işte böyle bir gerçeğe parmak bastı ve “1. STK SİYASİ PARTİ BULUŞMASI” adı altında, resmi olmayan, yemekli bir toplantı düzenledi. Kent Konseyinin bir benzerini yaparak sivil toplum kuruluşlarını ve siyasi parti temsilcilerini bir araya topladı ve belediye yönetimine dâhil etti.
Yemeğe katılım ve ilgi oldukça yoğun oldu. Fatsa’nın tüm sorunları, katılımcılar tarafından dile getirilirken sayın başkan tarafından da elden geldiğince yanıtlandı.
Katılan veya katılmayan herkes tarafından takdir ve övgü alan bu başlangıç toplantısının sonuçlarını önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Toplantıda kentimizin en önemli derdinin; Yukarı Bahçeler Mahallesi’ndeki siyanürle altın çıkarma ile trafik ve çöp sorunu olarak ortaya çıktı. Çeşitli görüşler dile getirilirken Başkan Kibar bilgi ve yetkisi çerçevesinde açıklamalar yaptı.
Hiç şüphe yok ki tüm görüşmenin ana maddesi “siyanürle altın” konusu oldu. Şöyle veya böyle, az veya çok, çevreye ve doğaya, buna bağlı olarak da canlı yaşamına (yalnızca insan değil) verdiği zararların tartışma bile götürmediği bu sorun üzerinde bile farklı, karşıt görüşler ortaya çıktı.
Bence bu konuyla ilgili, gazetemiz Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali Zeren’in şu konuşması çok dikkat çekicidir: “Sayın başkan; başta siz olmak üzere bu tür toplantılara katılacak kişilerin siyasi görüşlerini evde bırakıp, oy verdikleri partileri de unutup gelmeleri ve yalnızca Fatsa’nın çıkarını ön planda tutarak görüş belirtmeleri doğru olacaktır. Yoksa Çernobil felaketinden sonra, ‘bu çayda radyasyon yok, bakın rahatlıkla içiyorum’ diyen bakanın durumuna düşeriz”
Araştırdım o çayı içerken bu cümleyi kullanan bakan kanserden ölmüş.
Bu konu ihmale gelmez. Zararları öyle kısa dönemde kendini göstermez ama bir başlarsa sonu da gelmez. Öyleyse bu konunun, tartışmaya bile yer vermeksizin, hemen bir çözüm yolu bulunmalıdır.
“Ne yani, hazine yerin altında yatsın da çıkarmayalım mı” şeklinde bir soru gelirse de yanıtı çok açık: “Elbette çıkaracaksın. Ama insan sağlığı her şeyden değerlidir, bunu göz ardı etmeyeceksin”
Bu toplantı sonrası araştırmalarım ve duyduğum kadarıyla bu yöntemle altın üretimi çok geri kalmış birkaç Afrika ülkesi dışında hiçbir gelişmiş ülkede yapılmamaktaymış.
Bu yöntem maliyeti çok daha aşağılara çekiyormuş, yani daha ucuza mal ediliyormuş. Ucuz olmasın, insan da ölmesin isterim.
Ayrıca bu önemli günde bende 2 soru sormuştum sayın başkana, çöp sorununun ortadan kalkmasında en önemli etkenin ne olduğunu ve Fatsa Belediyespor’un kalıcı bir çözüm ile kaynak oluşturulması konusunda çalışmaların yapılıp yapılmadığını sormuştum. İlk sorumu yanıtladı ama Fatsa Belediyespor için olan sorum karambole gitti. Bende 2. Soruma cevap alamadım diye yeniden söz alarak bu güzel güne farklı bir hava katmak yerine sessizliğimi korudum.
Belediye başkanımız İbrahim Etem Kibar’ın bir ilk olarak gerçekleştirdiği bu girişimi bu açıklamalarımızın ışığı altında sonuna kadar destekliyorum ama bir soruyu da yöneltmeden geçemeyeceğim.
Fatsa Belediyesi’nin Sosyal Tesisleri (Spor Kompleksi), Kültür Sarayı gibi hizmet veren kurumları varken, bu toplantının özel bir iş yerinde yapılması beni üzdü. Belediyenin bu kurumlarında yapılamazmıydı diye sorma ihtiyacı duydum. Öğrendim ki iyi bir pazarlık yapılarak maliyetine çok yakın bir ödeme yapılmış. İlçemiz esnafları tabii ki korunacak bunu anlayışla karşılıyorum fakat toplantıda da dile getirildiği gibi 2’inci toplantı sadece çay ikramı ile yapılacak olması oradakileri de ziyadesiyle memnun etti.
Bu toplantı için kendi adıma sayın başkana teşekkür etmeyi bir borç bilirim. Herkese söz hakkı tanındı ve her soruya samimiyetle cevap verildi.