Fatsa Söz Gazetesi / Fatsa'dan Güncel ve Özgün Haberler

İstanbul Sözleşmesi

İstanbul Sözleşmesi
Dadyan Arslan ÇIĞTAY( dadyanarslan@gmail.com )
23 Mart 2021 - 13:40

Bu yazımda, Kadına yönelik şiddetin önlenmesi ile ilgili olduğu söylenen ve cumhurbaşkanlığı kararıyla çekildiğimiz İstanbul sözleşmesi neymiş? Bu çekilme kararı neyi ifade ediyor? Çekilmeseydik yükümlülüklerimiz nelerdi?  İstanbul sözleşmesini savunanlar bilerek veya bilmeyerek neyi savunmuş oluyorlar? Sorularının cevabını aramak istiyorum.

9 nolu Cumhurbaşkanlığı kararı cumartesi günü resmi gazetede yayınlanmış.- ve 3 madde nedeniyle çekilme gerçekleşmiştir

Eski bakan Numan Kurtulmuş ‘Bu sözleşmenin imzalanması yanlıştı. Türk devlet ve aile yapısına ters’ dedi.

İkinci konu cinsel yönelimler (cinsiyet değiştirme, homoseksüellik vs gibi)

Türkiye, sözleşmenin dördüncü maddesine de itiraz etti.

Bu madde LGBT ile alakalı. Türkiye’nin itiraz ettiği, cinsel yönelimler, cinsiyetçi kimlik ve cinsiyet değiştirme vs.

Neden imzalamıştı, o günkü şartlar neydi? bilemem ancak çekilme kararı hayırlı oldu. Şükürler olsun diyenlerden birisi de benim. Bu karar önemli bir karar. Dünyada büyük yankı buldu. Kararla alakalı sosyal medya da yerli yabancı bir çok kişi yorumlar yaptı ve yapmakta. Ben de rastladığım videolardan birisinden alıntı yaparak dikkatinize sunmak istedim. Alıntının başlığı;

‘Erdoğan, Cinsellik sözleşmesinden Çekildi.’

Alıntının sahibi gazeteci Sabir Meşhur

‘Erdoğan ‘İstanbul Cinsellik Anlaşması’ndan çekilme kararı aldı. Bu karar, Erdoğan’ın bütün yönetim süresinde aldığı en tehlikeli karalardan biri sayılır. Önümüzdeki süreç için büyük bir savaş ilanı demektir. Bu kararla Erdoğan şu anda, Dünya Derin Devletine kılıç çekmiş ve savaş açmış oldu.

Bu anlaşmanın adı İstanbul Sözleşmesi’ çünkü istanbul’ da imzalanmıştı. Söylenen diğer adı da ‘Kadına şiddeti Durdurma Anlaşması.

Ama içerik, tamamen cinsellikle alakalı.

Bu Anlaşma;

Türk hükümetini, erkek kadın haricinde başka cinsiyetlerin varlığını kabule zorluyor, hükümetin 6 farklı cinsiyeti kabul etmesi gerekiyordu. (Erkek, kadın, ne erkek ne kadın (cinsiyetsiz) erkeğe benzeyen kadın, kadına benzeyen erkek vs) Türk hükümeti de bunları resmen kabul etmek zorundaydı. Bunlara pasaport, kimlik, TC numarası vs verecek cinsiyeti açıkça yazacaktı.

Yine bu anlaşma gereği Türk hükümeti 1.sınıftan itibaren cinsellik eğitimi vermek zorundaydı.

Yani Milli eğitim bakanlığı 1.sınıftan itibaren Türk Çocuğuna prezervatif taşımayı ve cinsel ilişkiyi öğretecekti.

1 ve 2. sınıftan itibaren, Türk Çocuğuna arkadan ilişki öğretilecekti,

Bu yazdıklarım iddia değil. Bunları, bu ve benzeri sözleşmeleri yapmış, ülkelerindeki uygulamaları yazının devamında bulabilirsiniz.

Türk Hükümeti bu sözleşmeyle ‘yeni aile tanımını da kabul etmek zorundaydı;

‘Aile Kadın ve Erkekten Oluşur’ lafı bitecek erkek erkeğe, kadın kadına yani homoseksüel aile de olabilir, tek kişilik aile de olabilir, Kadın gayr-ı meşru ilişkiden, zina dan hamile kalıp doğum yapacak, tek başına hem anne hem baba olacak ve bütün bunlar normalleşecekti.

Ama Türk Hükümeti bu sözleşmeyi yürürlüğe almayı geciktirdi, uygulamadı.

Bu anlaşmanı bilinen adı gerçeği gizlemeye dönük ve medyatik. Yani kamuflaj.

Kadına Şiddeti önleme Sözleşmesi’.

İşte tam da bu yüzden şimdi Erdoğan’a ‘kadına zulmeden şerli adam’ diye saldıracaklar.

Ancak anlaşmanın İçeriği itibariyle ise ismi

‘Cinsellik Sözleşmesi’

Cinsiyet değiştirme, homoseksüellik ve bütün sapkınlıkları kapsıyor.

Şu anda bütün dünyayı Gizli Dünya Cemiyeti yani dünya derin devleti yönetiyor. Bir dinleri var. Ateizmi, evlilik dışı yaşantıyı, seksi, özendiren bütün dinlerin değerlerine aykırı yaşam tarzını normalleştirmeye uğraşan veya bu sapkınlıkları görmezden gelmeyi marifet sayan liberalizm yani solculuk dini. Neredeyse bütün Dünya Kontrollerinde. Musevilik, Hıristiyanlık, Budizm vs bütün dinleri yendiler, sırada İslam ve Müslümanlar var. İslam’ın dünyada en önemli temsilcilerinden birisi olan Türkiye var.

İslam ideolojik olarak onlara direnebilen tek din. Özellikle Kuran’ın Mucizeliği ve kanunlarının doğruluğu onları eziyor.

Erdoğan çekilme kararıyla bu derin devlete savaş açtı ve emirlerini yerine getirmeyeceğini söyledi.

Buradaki esas problem ve tehlike onlar için ne?

Türkiye ve Erdoğan ‘Ben Dünya derin devletinin kontrolüne girmeyeceğim’ demekle, Filipinler’den Senegal’e kadar bütün İslam dünyasına da örnek olmuş oldu. Çok büyük bir coğrafya ve 1.7 milyon Müslüman’a örnek oldu. Yani Erdoğan’ın bu hareketi, Filipinler’den Senegal’e kadar olan coğrafyada dünya derin devletine karşı savaşı tetikleyebilir. Mesele gerçekten kritik. Erdoğan’ın bu yaptığı Time Dergisinin yayınladığı ‘Erdoğan, Bütün Dünya için Tehlike’ yazısını açıklıyor. Bütün Dünya için?

‘Erdoğan, Bütün Dünya için Tehlike’

Ben de ‘Ne nükleer silahı var ne de Mars’a gitti. Erdoğan nasıl tehlike olur? demiştim.

Wikipedia da Kadına yönelik şiddet sözleşmesi ve bu sözleşmeyi imzalayan ve uygulayan ülkeler haritası var.

Bu ülkelerden örnekler vermek istiyorum. Bu sayede Türkiye neyi reddetmiş daha anlaşılır olacak.

Almanya

‘3. Cinsiyete uygun kimlik verilmeye başlandı.’ Pasaportlar, kimlik belgeleri vs. 3 cinsiyetli olacakmış. Alman tv sinde de aynı konu haber olmuş.

Kanada

Okullarda cinsellik eğitimi haber olmuş.

Kanada hükümetinin zorunlu tuttuğu cinsellik eğitimi ayrıntılı şekilde açıklanmış. 1. sınıftan üniversiteye kadar.

Öğrencilere mastürbasyon, arkadan ilişki, ağızdan ilişki, vajinanın yağlanması ve cinsiyet değiştirme öğretiliyor.

Kanada cinsellik eğitim müfredatından alıntılar(2015)

1.sınıf -cinsel organlar tanıtılır. Video dersleri.

3.sınıf- eşcinsellik ve eşcinsel evliliğin normal olduğu öğretilir.

4. sınıf- aşk ve cinsel arkadaşlık öğretilir ve başlatılır.

5.sınıf- mastürbasyon ve faydaları öğretilir ve teşvik edilir.

2020 yılı ekim ayından beri İngiliz ilkokullarında eşcinsellik eğitimi zorunlu.

Anlaşma hükümlerince bunları Türk Hükümetinin de uygulaması gerekiyordu. Erdoğan ‘Yapmayacağız’ dedi…’

Şükürler olsun.

Bu kadar laftan sonra şapkayı önümüze koyup düşünelim.

İşte bize uygula diye dayatılan Avrupa sözleşmesi,

İşte bazı siyasi partileri ve özellikle Cumhuriyet Halk Partisi idarecilerinin savunduğu anlaşmanın sonuçları,

İşte bir kısım zevatın bizden üstün görerek imrendiği ve parçası olmak istediği Avrupa.

 

Erdoğan Zihniyeti;

Ben Müslümanım, Osmanlı torunuyum, Raşit Halifelerin torunuyum. Avrupa’ya temizliği ve ilmi biz öğrettik, biz Avrupa’ya tabi olamayız’ üzerine.

Karşı cephe ise;

‘Türkiye Avrupa’nın ayağının dibinde oturmalı, önünde eğilmeli’ mantığında.

Şu anda Türkiye de olan çatışmanın özeti bu.’

Bu olay basit bir olay değil. Bilerek veya bilmeyerek desteklediğimiz sözleşmenin içeriği böyle. Peki bu sözleşmeyi bu haliyle desteklemeye devam ediyor musunuz?

Tekrar söylüyorum; Çekilme kararı, hayırlı bir karar olmuştur. Ülkemiz çok şükür büyük bir yanlıştan dönmüştür.

Ancak bu karar yeterli değil.

Hükümetin sosyal medyaya el atması gerek. Anne ve babaların bilinçlendirilmesi gerek. Dizlerle hayatımıza giren ahlaksızlıkların normal olmadığı bilinç altına işlenmeli. Yasaklansın demiyorum. Rekabet edilmeli. Eğer bir savaş veriliyorsa her cephede verilmeli.

Bu anlamda yapılması gereken ilk iş, çocuklarımızın tablet ve bilgisayarlarda mümkün olduğunca az vakit geçirmelerini sağlayacak tedbirler alınmalı ve aileler bilinçlendirilmeli.

Sağlıcakla kalın.

 

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
KÖŞE YAZARLARI

Copyright © 2020 / Fatsa Söz Gazetesi / Tüm hakları saklıdır.