Fatsa Söz Gazetesi / Fatsa'dan Güncel ve Özgün Haberler

DİYANETE SİYASETİN GÖLGESİ DAHİ DÜŞMEMELİ

DİYANETE SİYASETİN GÖLGESİ DAHİ DÜŞMEMELİ
Muharrem Dürümlü( muharremdurumlu@gmail.com.tr )
03 Mayıs 2023 - 15:47

Diyanet İşleri Başkanlığında tam 28 yıl çalıştım; kurumun o yıllar ile bu gün verdiği fotoğraf farklı . Bu yazıyı ön yargısız okumanızı sizlerden rica ediyorum.; devleti, toplumu, dini ve kurumu dikkate alarak bir çözümleme yapmaya çalıştım.

Diyanet İşleri Başkanlığı 633 sayılı kanuna göre “ İslam dininin inançları, ibaret ve ahlak esasları ile ilgili işlerini yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek” üzere kurulmuştur. Anayasanın 136. Madde ise şöyle der. Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı laiklik ilkesi doğrultusunda bütün siyasi görüş ve düşüncelerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanunlarında gösterilen görevleri yerine getirir”

Diyanet’in varlık nedeni yukarıdaki esaslar olmakla birlikte varoluş nedeni dindir; dolaysıyla Diyanet’in siyaset üstü bir kurum olması gerekir. Din çok güçlü bir olgudur. Zira öte dünyayla ilgili iddiaları da olan bir etkinlik alanıdır ama bir o kadar da her şeye açık olan ve iktidarların çıkarları uğruna tarih boyunca kullandığı en iyi enstrümandır.

Öncelikle şu tespiti yapalım: camiye siyasetin girmesi demek, Allah muhafaza, Ortadoğu bataklığının bir benzeriyle karşılaşmak demektir. “ bize bir şey olmaz” yaklaşımı, en naif ifadeyle saflıktır,, her şey bir kıvılcımla başlar. Nitekim bazı hutbelere karşı cemaatin tepkisi zaman zaman sosyal medyaya yansıyor; görev yaptığımız dönemlerde ve şu bütün din görevlileri görev yaptıkları bütün camilerde “ ben bana gönderilen hutbeyi aynen okumak zorundayım” diyerek kendini savunmaya ve cemaati sakinleştirmeye çalışmak zorundadır. Dolaysıyla Diyanet, devletin anayasal sınırlarını zorlayacak en küçük bir söyleme bile izin vermemelidir. Aksi takdirde “ Diyanet dev bütçesiyle bu devlete/ topluma yük, bizim vergilerimizle besleniyor ama Cumhuriyet ideolojisine ters istikamette yol alıyor.

Biz hala devletleşememe gibi bir sorunla karşı karşıyayız. Hala kurumlarımızın sınırlarını tartışıyoruz. Hala yasa, hukuk, kural konuşuyoruz. Bunu sadece diyanet konusunda değil, pek çok alanda görüyoruz. Devlet olmak demek, anayasal sınırları korumak demektir. Eğer bu sınırlar korunamıyorsa, millete ve dünyaya ciddiyetten uzak bir mesaj vermiş oluruz. Kuralların işlemediği devlette öncelikle mafya, çeteleşme, kirlilik alır başını gider. Demek ki, her kurum ve kuruluş anayasal sınırlarını korumak zorundadır. Bunu hem kendi kimliğini hem de devletin ana kimliğini korumak adına yapmalıdır. Yasa tanımayan, anayasa tanımayan, birbirlerinin sınırlarına tecavüz eden kurum ve kuruluşlar kendilerine verdikleri zarar kadar ülkenin geleceğine de zarar verirler. Unutmayalım ki, dinin ve diyanetin sağlıklı ve huzurlu yaşamasının yegane şartı da bağımsız devlet topraklarıdır.

Bakın hangi dinden ve hangi mezhepten olursa olsun insanlar ve toplumlar; iş- aş- eğitim için laik, uygar” devlet gibi devletleri tercih ediyor. Çevremizde komşu İslam ülkelerine İrak’a, Suriye’ye, Afganistan gibi devletlere gidildiğinde;

O bağımsız ülkelerde bile hep Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa kemal Atatürk’ün büyüklüğünü dile getirmektedirler.

En önemlisi yani can alıcı nokta din gibi ulvi bir olgunun kamu vicdanında yara almaması için atanmış bulunan Diyanet İşleri Başkanının dünyevi ihtiras sahibi olmaması gerekir.
Ama gel gör ki; bu günkü diyanet İşleri Başkanı, tıp ki bir siyasetçi gibi açılıştan açılışa koşması, siyasetçilerin yanında yer alması doğru bir yaklaşım değildir .Bu durum Genel idare içinde görev yapması gereken Diyanet İşleri Başkanlığının kuruluş amacına terstir. Çünkü; Diyanet İşleri Başkanı ve bütün din görevlilerinin üstüne giydikleri cüppenin rengi beyazdır. Beyaz renk ise asla leke kaldırmaz.

Kalın sağlıcakla!

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
KÖŞE YAZARLARI

Copyright © 2020 / Fatsa Söz Gazetesi / Tüm hakları saklıdır.