Gazetemiz yazarı Ayşegül Özdemirin bu haftaki köşe yazısı…
“Dün akşam bölgemizde olan sel felaketi önemli sorunlara yol açtı.
Sel ve taşkın gibi doğal afetleri yine daha önce de yaşadık. Ama bu sefer kısa sürede düştüğü için yağmur suyu nereye akacağını şaşırdı. Her bir yanımız apartman olunca, kanalizasyonlar da almayınca çukurlara doldurmaya başladı. Tüneller, geçitler derken epey sıkıntı yaşadık.
Fatsa’da, birçok yer zarar gören özellikle Kurtuluş Mahallesi su baskınları nedeniyle vatandaşlarımız ciddi anlamda zarar gördü. Hâla daha belediyelerin sel önleme korumak için bir projeleri yok. Devletin bu gibi doğal afetlerin korumayla ilgili birimleri de var. Çevre ve şehircilik bakanlığı altında olan bu birim, bütün şehirler için, sel felaketlerine karşı önleme çalışmaları için personel ekipleri bulunmaktadır.
Hemen hemen bütün yerleşkelerde dereler dolduruldu, suya akacak yer kalmadı. Zaten şehirlerimizin her tarafı betona dönen cadde ve sokaklarımızda anında akışa geçen suyu kanalizasyonların boşaltması mümkün değil. Denizin dibinde su baskını yaşanıyorsa, şehirleşmede bir sıkıntı var demektir. Cadde ve sokaklarımızın taşıyacağı su bellidir. O da kaldırımın yüksekliği kadar. Suyun nehre dönüştüğü yerde cadde ve sokaklardan denize ulaşması epey zor. Yağış bittikten sonra yollar boşalıyor ve vatandaşımız kovalarla su boşaltmaya başlıyor. Bu olayları görmeye alıştık artık.
Şehrin diğer yanlarından bereket yağıyor. Ne demişler? Nerede bereket orada hareket. Su almış akıyordu şehir. Sonra bu doğal bir afettir diye ortaya attılar. Evet evet öyle…
BETON VE ASFALTLAR SU GEÇİRMİYOR yağmur suyu akacak yer bulamıyor. Başımıza gelen doğal afet değil. İnsan eliyle hazırlanmış. İnsan kaynaklı bir afet.
Bu durumda yetkililerden geçici değil de kalıcı çözüm istiyoruz. HOŞÇA KALIN…”