Binlerce insana dava açıldı.
Nedir bu suçlama; Cumhurbaşkanına hakaret,
Örneğin Uludağ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde bir öğrenci, ders sırasında polisler tarafından gözaltına alındı. Cumhuriyet Savcılığı tarafından Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla tutuklanma talebiyle sevk edildiği Mudanya sulh ceza Mahkemesi tarafından tutuklandı.
Yine Bursa’da 27 eğitimci, haklarında açılmış Cumhurbaşkanı’na hakaret davasında 1 yıl 3 ay hapis cezası aldı.
Yani 27 eğitimci hakkında toplamda 30 yıl hapis cezası verildi. Bu eğitimciler 10 Eylül 2014’te Bursa ‘da Büyük Eğitimci Yürüyüşün’ de müdür atamalarına ve kadrolaşmaya tepki göstermiş, milli Eğitim Müdürü’yle görüşmek istemişlerdi. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne alınmayan eğitimciler, emniyet güçlerinin müdahalesiyle karşılaşmıştı. O arbede sırasında ne olduysa haklarında hakaret davası açıldı. Ve gelinen noktada açılan dava, biraz önce söylediğim gibi hapis cezasıyla sonuçlandı. Bu hapis cezası 5 yıllık hüküm geciktirmeye dönüştürüldü.
Ankara’da özel bir ortaokulda kendi aralarında mesajlaşan 14 yaşındaki iki öğrenci Cumhurbaşkanı’na hakaret ettikleri belirtilerek okul yönetimi tarafından kınama ve uzaklaştırma cezasına çarptırıldı.
Yazar- çizer, gazeteci- akademisyen, eğitimci- memur pek çok kişi hakkında aynı türden davalar açıldı, kimi sonuçlandı, kiminin duruşması görülmeye devam ediyor. Gen-yaşlı hatta çocuk fark etmeksizin aynı meseleden öznesi halinde…
Bu durum çocukların bile aynı suçlamayla cezalandırılması boyutuna vardığı için ciddiye alınması gerekirken, üzerine eğilmeyi gerektiren bir hale geldi.
93 yıldır 11 cumhurbaşkanı geldi geçti. Hiçbirinin döneminde böylesi bir dava silsilesi olmadı. Toplum hiçbir cumhurbaşkanını doğrudan muhatap almamışken, şimdi ne oldu da bunlar yaşanıyor? Toplum mu değişti, yoksa cumhurbaşkanlığında bir farklılık mı var?
İşte tam bu nedenle bir Meclis Araştırma Önergesi verildi. Vatandaşların Cumhurbaşkanı’na neden hakaret ettiklerinin araştırılmasını istendi.
Bu halk Cumhurbaşkanı’na hakaret ediyor, onları buna iten sebepler neler ve bu sebepler nasıl giderilebilir tespit edilmeli.
Çünkü cumhurbaşkanına hakaret sadece hukuksal değil, sosyolojik ve psikolojik olarak değerlendirilmeli. Bunun incelenmesi, araştırılması toplumun sağlığı için daha da önemlisi Cumhurbaşkanı’nın sağlığı için gerekli.
Her gün birilerinin hakkında hakaret ettiğini düşünmek, bir süre sonra en küçük sözü bile kaldırmayacak hale getirir insanı. Ruhsal çöküntüye neden olur.
Takdir edersiniz ki, ülke ve toplum olarak ruhsal problemleri olan bir Cumhurbaşkanımızın olmasını asla istemeyiz.
Bize sağlıklı düşünen bir Cumhurbaşkanı gerek.
Bu gün Bursa’da yarın Ankara’da önceki günlerde ülkenin başka kentlerinde açılan veya devam eden yahut da sonuçlanan hakaret davaları umarız daha da artmaz.
Ve umarız, toplum en tepeden en alta sakin ve huzurlu bir ivme yakalar. Kalın sağlıcakla!