İnsanı ve insana dayatıyorlar.
Ve sakin sakin hayatı daraltıyorlar aslında
İdeolojilerin, devletlerin, cemaatlerin, tarikatların, mahallenin doğasıdır bu.
En doğru ve en güzelini kendi yaşadığını düşünür çoğunluklar…
İktidarların ,erk sahiplerinin, hakim olanın, güçlü olanın doğruyu güzeli belirleme yaşadığı alanı temizleme , insanı çekidüzen verme doğası; kendinden olmayana, başka renklere, öteki olan hiçbir şeye hayat hakkı tanımaz.
Demokrasi varsa bir parça, erkin ve iktidarın belirlediği, katlanabileceği, ve izin verdiği kadar yaşarsın.
Hele mağdur, mazlum ve ötekileştirilmiş olanların erki ele geçirdiğinde durum daha gergin ,hoşgörüsüz ve keskin olur.
Bizim zamanımız geldi ruh hali, altyapısız taraftarları hem daha acımasız hem de daha küstah kılabilir.
Eğitimli ve görgülü taraftarların ise daha kalabalık bu öteki kalabalıklar karşısında susmaktan başka çaresi de yok gibidir. Birkaç cılız adalet, hak, hukuk serzenişi de mahalleden kovulma korkusu ile etkisiz kalır.
Jakoben dayatmalar her zaman kolluk güçlerine, kolluk gücü ile derdest edilmişleri de kodese göndermek için kendine bağlı bir adalet sistemine gerek duyar.
Bu adalet sistemi için gerekli kanuni düzenlemeleri yapan meclis mutlaktır. Çünkü her hamle demokrasi adına olmalıdır.
Aksi halde krallık ve diktatörlük algısı oluşur ki, günümüz dünyasında evrensel meşruiyet açısından sıkıntılı bir durum yaratır. Hem dünyada demokratik bir ülke görünümü verip ,hem de içeride jakoben uygulamalar ile yönetim, günümüz 3. Dünya ülkelerinde oldukça tercih edilen bir yöntemdir.
Bu yönetimlerin ilk işi devamlı reform, atılım, yenilik yapmaktır. Ne de olsa geçmişte her şey yanlış yapıldığı veya hiçbir şey yapılmadığı için hızla hayata çekidüzen verme, insanı kurtarma ,onu yanlıştan döndürme hamlelerine başlarlar.
Kendilerine göre doğruları vardır.
Bu doğruları hele dini temelli ise zaten toplumda tartışma zemini oluşması olası değildir. Bu tartışılmaz doğruları tartışmaya açmak muhalif olmaktan öte dinsizlik kafirlik gibi suçlamalara açıktır.
Bu güçlü ve tartışmasız baskı ortamı doğal olarak yasakları olağan kılar. İşin ilginç yanı özgürlükler adına gelen her kuralı, yönergeyi, yasayı detaylı incelersen hayatı bir yerinden daralttığını görebilirsin.
Renklerin zamanla azaldığını, kentlerin erkenden karardığını, festivallerin, eğlencelerin, hayatın içindeki ötekileri ortalıktan yavaşça çekildiğini hissedeceksin.
İlk ve kesin dönüşümü kamu alanlarında göreceksin. Kendini güvende hissetmeyen ortalama her ölümlü ortama ayak uydurma refleksini gösterecektir.
Zeka canlıların çevreye uyum sağlama yeteneğidir.
Biraz zeki olan herkes çevresinde olup, biteni görecek, gereken uyumu gösterecektir.
Akıntıya karşı kürek çekmek, yolda tek başına yürümek, yalnızlık her insanın katlanabileceği, dayanabileceği, bir tavır değildir.
Hayatı daraltıp, tek renkli hatta renksiz kentler ve insanlar bumerang gibi dönüp sonra herkesi, her şeyi vuracaktır. Kalın sağlıcakla!