Nüfusunun yüzde doksan dokuzu MÜSLÜMAN olarak geçmesine rağmen, güzel Ülkemizde uzun zamandır, CAMİLER hep göze batar. Hele içinde görev yapan imamlara intihar saldırısı yapsa doyamayanlar var.
Bu durum genelde karşımıza şu şekilde çıkar,
— Efendim, bu kadar Camiye ne gerek var?
— Adım başı Cami yapılacağına, Okul yapılsa,
— O kadar İmam, Müezzin fazla değil mi?
— Boş yere maaş alıyorlar,
— Kocaman Camide hiç Cemaat yok,
Vs ,, vs.
Dışarıdan bakıldığında bazı Camiler, içindeki cemaat sayısına göre bu düşünceyi haklı çıkarıyor gibi.
Ama gelin, bu konuya biraz daha yakından bakalım.
İstanbul Süleymaniye Cami 1558 yılında yapılmış.
Sultan Ahmet Camisi 1609 da yapılmış.
Sayısız Camilerle donatılmış olan İstanbulun o yıllardaki nüfusu ne kadarmış biliyormusunuz ?
700 bin.
Evet yanlış okumadınız.
700 bin kişinin yaşadığı İstanbula o büyüklükte yapılan Camiler için acaba vaktiyle halk ne demiştir.
Bu günkü mantıkla,
— Ne gerek var bu kadar büyük Camiye,
— Yazık değil mi o kadar masrafa? diyenler kesin olmuştur.
Peki günümüz İstanbuluna yolunuz düştüğünde bu Camilerdeki cemaati görüyorsunuz değil mi?
Demek ki neymiş?
Cami denen yapılar, o anki nüfusa göre değil, asırlar boyu nüfus artışları hesap edilerek yapılıyormuş.
Gelelim CEMAAT meselesine,
Mesela Fatsada ortalama 200 bin kişi yaşam sürüyor.
Bu sayının yarısı KADIN olsa 100 bin kişiye düşer.
30 bin kişi de kızlı erkekli çocuk olsun.
Onu da düşelim,
Geriye kalır 70 bin erkek.
Bunların da yüzde doksan dokuzu hani MÜSLÜMANIZ ya,
O da eder 69,300 ERKEK.
Hadi bu sayıyı Fatsadaki Camilere dağıtın bakalım.
Dağıttınız mı?
Boş Cami kaldı mı?
Kalmaz ki,
Sonuç?
Camiye gelmeyen Müslüman, namaz kılmayan Müslüman, nüfusun yüzde doksan dokuzu MÜSLÜMAN,
Bir soruyla yazıyı sonlandıralım.
Bu hesapladığımız nüfus Camiye gelse, imamlar kafasını kaşıyacak vakit bulabilir mi?
O halde,
Masaya yatırılması gereken,Camiler mi, İmamlar mı yoksa Cemaat mi?
Varın siz karar verin.
Herkese Selam,
Herkese Saygı.