İnsanların hayali için birçok hayalleri vardır. Mesleğimizi elimize aldıktan sonra her şeyin daha iyi olacağına. Evlendiğimizde kendimizi daha iyi hissedeceğimize. Çocuğumuz olduktan sonra hayatımızın düzene gireceğine. Sonra ergenlik dönemine girdikleri zaman onlara anlayış göstererek, her şeyin düzeleceğine inanırız. Yeni bir ev, araba, tatil, emekli olunca hayatımızın dört dörtlük olacağına söyleriz içimizden. Hakikati unutuyoruz ki yaşadığımız o an dan başka daha iyi bir an olmayacağıdır.

Yaşadığımız sürece deli dolu bir hayatımız olacaktır. Bunu kabullenip karşımıza ne çıkarsa çıksın kabul edip mutlu olmaya karar verip yaşamaktır. Gerçek hayatın başlayacağına inanıp hayallere takılmamaktır. Yolumuzun önündeki bir engel, önceliğimiz bizim ulaşmamız gereken bir şey, bitmeyen işlerimiz, zaman bir borcumuz oldu. Sonrasında ise hayat bizim istediğimiz gibi başlayacaktı. Aslında bu engeller bizim hayatımızdı. Bu mutluluğa giden bir yol olmadığıdır. Asıl yol mutluluğun kendisidir. O halde her anımızın kıymetini bilmektir.

Zaman kimseyi beklemez.

O zaman; zengin oluncaya kadar, okul bittiğinde, çocuklar evlendiğinde, ayın on beşinde maaşımızın yattığında, emekli olacağımızda…. vs.

Mutlu olmak için bir şeyleri beklemeye gerek yok. İçinde bulunduğumuz an, o anda ki mutluluğumuzdur. Mutluluk bir yere varmak değil, yolculuğa devam etmektir. Kimileri mutluluğu yüksekte, bazıları ise mütevazi bir şekilde arar. SEVGİLERLE…