“Tarih 12 Eylül 1980. Fatsada, kardeşin kardeşe katlettirildiği yıllar.
Ünyenin SAĞCI, Fatsanın SOLCU olarak tanıtıldığı, Ünyeye giden Fatsalının ve Fatsaya gelen Ünyelinin ( sırf doğum yerinden dolayı) dayak yediği yıllar.
Polisin, Askerin ve gencecik vatan evlatlarının hayatlarına son verildiği yıllar.
Devletin, Hükümetin ve Siyasilerin hiç bir önlem almayıp olayları izlediği yıllar.
Artık birşeyler amacına ulaşmış olacak ki 12 Eylül sabahı Fatsada sıkı yönetim ilan edildi.
Sokağa çıkma yasağı konuldu.
Şehirde insan avı başlatıldı. Demas denilen Et Balık Kurumuna toplanan yüzlerce insanın aç ve susuz, gördüğü İŞKENCEnin çığlıkları yollardan duyuldu.
Ülkesine sahip çıkmanın ve Fatsayı kurtarmanın (!) gururunu yaşayan Kenan Evren ve kuvvet komutanları mutluydular.
Gerekirse haritadan sileriz diye gözden çıkardıkları FATSA, onlara göre kurtulmuştu.
Yıl 1984. Darbeden sonra 4 yıl geçmiş. Köyün en fakir ailelerinden birinin çocuğu olarak, Deniz Harp Okulunu kazanmıştım. ( gariban çocuk, inşallah kendini kurtarır.) diyerek köylü benden fazla sevinmişti. İstanbula GATA ya çağrıldım. Sağlık raporu ve MÜLAKAT için.
Komşular para toplamışlar. Gerçekten çok fakirdik.
24 tane doktordan geçtim ve sağlam raporu alarak,
Mülakat için bir odaya alındım.
Odada iki masa var. Üsteğmen, yan masadaki Binbaşıya alaylı bir üslupla
— Komutanım buna siz bakın !
— Neden ?
— Fatsalı bu !!
Gülüşmeler falan.
Komutan sırıtarak,
— Söyle bakalım, ne yaptın Fatsada ?
— Adam vurdun mu? Ev yaktın mı?
Vee( —Çıkabilirsin ?)
Mülakat soruları buydu?
Ömrümce unutamadığım sorular oldu bunlar.
Sonrasında uzun yıllar Fatsadan hiç kimse, Polis, Asker, Memur olmak istediyse de asla Devlet kadrolarına alınmadı. Her hamlede FATSALILIK duvarına tosladık.
Onlara göre FATSALILAR TERÖRİSTTİ. Ve bu önyargı çok uzun süre devam etti.
Yurdun çeşitli Üniversitelerinde dayak yiyen ve okuldan atılan Fatsalı öğrencilerin sayısını bilmiyorum.
Neyse, bu konu öyle iki satırla geçiştirilecek kadar basit değil.
GELELİM GÜNÜMÜZ TÜRKİYESİNE,
Geçenlerde bir sohbet meclisinde, Astsubay okulunu iyi bir dereceyle kazanan bir çocuğa , mülakatta sorulan soru, 1984 te bana sorulan sorunun benzeri olduğunu duyunca içim acıdı.
— Ortaokulda Şu DERSANEDE eğitim almışsın ?!
Evine gönderilen bu çocuk , ömrü boyunca bu soruyu unutur mu?
Geçmişte FATSALI olan herkese çektirilen bu algı cezasının benzeri, bugün FETÖ belasından dolayı, bu okullarda, dershanelerde ve derneklerde MASUMANE duygularla bulunmuş olanlara da ÇEKTİRİLDİYSE VE ÇEKTİRİLİYORSA bu vebaldir.
Her ne kadar, Cumhurbaşkanımız AT İZİ İT İZİNE KARIŞMIŞ dese de,
bu Vatanın evlatları olarak haksızlığa uğrayanların gönül kırgınlıkları yıllarca düzelmiyor.
Tıpkı benim gibi.
Devletimizden beklentimiz, ( balistik kriminal ) hassasiyetiyle At izini İt izinden ayırmasıdır.
Dinimizi kullanarak, yabancı düşmanlarla birlik olup ülkesine hainlik edenlere acımayın, bir daha toplum içine çıkamasınlar ama ne olur, (Cemaatleşme düşüncesiyle, işinin gücünün arasında ibadet yaptığını zannedenler ile, aileleri tarafından namazlı abdestli yerlerde çocuklarımız güvende olur düşüncesiyle bu okullarda, yurtlarda ve dersanelerde eğitim görmeye çalışmış çocukları ) çok daha hassas bir şekilde inceleyin.
Çok dikkat etmek lazım çook.
Ölüm var, Ahiret var, Hesap var.
Herkese Selam, Herkese saygı”