Biz Toplum olarak din duygusu gelişmiş bir toplumuz ancak aynı oranda da din sömürüsüne açık bir toplumuz. İşte tam da bu nedenle, halkın dini duygularıyla oynamayan yetişmiş din adamlarına son derece ihtiyaç vardır. Siyasi ideolojiye maşa olmayacak din adamlarına…

Bugün iktidar, açıkça toplumun masum dini duygularını kullanıyor. Bunu da eğitim üzerinden, İmam Hatipler üzerinden yapıyor. Bu noktada, sorun  İmam Hatiplerin olması değil, sorun İmam Hatipler üzerinden bir siyasi söylem geliştirilmiş olması, siyasi ideolojinin uygulanmaya çalışılması..

Bu nesil 1 Kasım seçimlerinde gördü. Anayasa referandumu sürecinde de rastladı, camiye siyaset girdi. Neden? İyi yetişmiş gerçek din adamı cemaatine siyasi vaaz verir mi ? vermez.

Hepimiz biliyoruz, iktidarın koşullandığı hedef, kendi ifadeleriyle dindar nesil yetiştirmek.

Tabii bunu İmam Hatipler üzerinden yapmak zorunda da değiller, Eğitimde dini unsurları artırmak, hedefe ulaşmak açısından çok daha kolay.

Ama boş kalan İmam Hatipleri doldurmak için en iyi yöntem, seçenekleri azaltıp orayı zorunlu kılmaksa, işi oraya da vardırırlar.

Neticede sorun sadece okulun adı ve türü değil.

Müfredat ve eğitim içeriği, anlayış önemli.

MEB geliştirdiği anlayışla asli görevi olan çocukları eğitmek ve korumak görevini ciddi oranda cemaatlere terk etti.

Anadolu’nun fakir çocuklarını Cumhuriyet döneminde yatılı okul ve köy enstitülerinde devlet yapardı, Oysa şimdi bu çocuklar her biri farklı inanç  ve görüşlere sahip cemaatlerin elinde.

Maalesef gelecekte hayatın gerçekleri ile karşı karşıya kalan çocuklar çok zorlanacak.

Hatta belki, modern dünyaya iyi hazırlamadıkları ve yaşadıkları  kayıplar için ailelerini suçlayacaklar.

Gönül ister ki; ülkenin kaderini eğitim sistemi belirlediğine göre; eğitiminin bir anayasası yapılsın, iktidar ideolojisinin oyuncağı olmaktan çıkarılsın.

Bu Anayasanın da ilk maddesi; çocukların sorgulanmasına zihinsel gelişimlerine yönelik, özgür düşünebilmenin önünü açacak eğitim  sistemi değiştirilemez olsun…

Unutulmamalı….

Bu ülkede güvenli, özgür ve adil  yaşam ve huzur ortamı için öncelikler, demokratik, bilimsel, inanç sömürüsü  veya istismarı yapılmayan, farklı kültürleri yok saymayan bir anlayıştır.

Türkiye’de eğitim zaten kangren oldu.

Cemaatin hareketine bir bakın…. Cemaat nasıl etkili oldu? Nasıl Türkiye’de bu kadar yaygınlaştı?

Cemaatin ordu imamları, il imamları öğretmen kökenlidir.

Cemaat, eğitim üzerinden yerleşmiştir.

Genç beyinleri düşünün….

Öyle bir nesil var ki şu an, hayatında başka lider ve parti görmedi. Bu çok tehlikelidir.

Dünyada binlerce akademisyenin, binlerce öğrencinin, binlerce öğretmenin bir anda hayatlarının değişmesi, suçun bireysellikten çıkıp eşlerinin ve çocuklarının dahi cezalandırılması gibi bir örnek yok!

Bu Hitler döneminde bile olmadı. Bizim Ülke olarak itirazımız buna. Kalın Sağlıcakla!