Gazetemiz yazarı Haluk Ekiz’in yazısı

Haziran ayında gittiğimiz HAC görevimiz esnasında Kabede tanıştığımız Doktor Affanurofman.

Otuz beş yaşında. Bangladeş Devlet Hastanesinde hizmet veriyormuş.

Kendisiyle tarzanca İngilizcemiz sayesinde tanıştık.

Yanımızda, daha önce Türkiyede bulunmuş, Türkçeyi orta yollu konuşabilen ve şu anda ülkesinde memurluk yapan Nijeryalı Sanysa’nın iletişim ve tercüme desteği ile sohbet etme imkanı bulduk.

Bir çok ülkede nasıl ki bıyık bırakmak kültürel bir gelenek ise, İslam ülkelerinin tamamında Peygamberimizin sünnetine uyularak sakal bırakılıyor.

İslam ülkelerinde Türkiye ayrı bir yer tutuyor. Bizleri görünce Osmanlıyı zikrediyorlar.

Doktor Affanurofman;

Türkiye hakkında bilgili ve ilgili olduğunu söyleyerek bizimle kısa bir söyleşi yaptı.

— Sizler hem Müslüman olarak hem de Hristiyan Avrupayla sosyal, ticari ve kültürel İlişkiler yapabilen bir ülkesiniz. Teknolojik anlamda da bizlerden çok ileridesiniz.

Bize göre yaşam standardınız çok yüksek.

Fakat, İslam ülkesi olmanıza rağmen, basından sosyal medyadan ve mesleki iletişim kanallarımızdan görüp duyduklarımız bizleri fazlasıyla üzüyor.
Bakın mesela hepimiz burada ALLAHIN evinde Kabede toplandık ve aynı duygular içindeyiz. Ama Nüfusunuzun %99’u Müslüman olarak tanınmanıza rağmen ve ülkenizde çok sayıda Cami varken suç oranlarınız çok çeşitli ve üzücü nitelikte.

ALLAHIN bizlere ahirete kadar emanet ettiği kadın cinayetleri, Anneler, üstelik hamile anneleri bile gözünüzü kırpmadan öldürmenin mahşerdeki cezasını kimse size söylemiyormu?

Uyuşturucu ve zinaların da sayısı hiç azınsanacak değil.

Ayrıca ve beni bizzat yaralayan durum ise, Hekimlerinizin hastalara bakış açısı.

Parası olmayanların (bıçak parasından bahsediyor) ölüme terkedilmesi kabul edilemez.

Dünyanın bir çok ülkesinde ve ne yazık ki Osmanlı mirasımız Türkiyede bir çok hekim para biriktirme derdinde.

Kabedeki durumu gördünüz mü? Burada beş vakit namazın peşinden Cenaze namazı kılınıyor. Yani bir Müslüman evinden uzakta ve büyük bir sevinçle HAC yapmaya gelmiş. Ama ona nasip olmadan ölebiliyor.

O hekimlerin bir çoğu, aldıkları ve bankada biriktirdikleri paraları bırakın harcamayı, bir kısmına bile dokunamadan vefat ediyor.

Sonra?

Sonrasında çocukları o parayı bir güzel harcıyorlar. Ev araba alıyorlar. O da mazlum gönüllerden gözyaşları eşliğinde aldıklarının hesabını ahirette vermeye çalışıyor.

Düşünsenize, Allah bizlere hekimlik nasip etmiş. Bir insanın şifasına aracılık etme fırsatı tanımış.

Dua satın alınmıyor ki alsak. İşte bu insanların duaları ve güzel dileklerinden daha iyi bir sermaye var mı sizce?

Biz bile bazen günde 250 hastaya bakıyoruz.

Kimisinin cebinde bir kutu ilaç parası bile yok.

O hastaların ilaçlarını cebinden ödeyip zekatına sayan çok meslektaşımız var bizim.

Sonuç olarak, bir gün hepimiz Ahirette hesap vereceğiz. Kimimize ceza kimimize ödül verilecek.

Para, mal, mülk bu dünyada kalacak ve bize asla bir faydası olmayacak.

Son olarak sizlere şunu söylemek isterim ki, bütün mesele SEVMEK le alakalı.

Seymeyen insan sıkıntılıdır. İnsanı, doğayı, hayvanları Kısaca yüce ALLAHIN yarattığı herşeyi sevmek.

Doktorun söylediği en çarpıcı sözle yazıya son verelim.

Dr. Affanurofman ;
” GÖRDÜĞÜ İNSANI SEVMEYEN
GÖRMEDİĞİ ALLAHI SEVEMEZ.”

Herkese Selam,
Herkese Saygı.