15 Temmuz  darbe girişiminden hemen sonra hükümet OHAL fırsatçılığında. Eğitim üzerinden gerçekleşen bir karşı devrimle karşı/karşıyayız.

Okullar olabildiğince Dine dayalı bir eğitim sistemine çevriliyor.

4+4+4 din bazlı uygulanıyor, değiştirilen ders programları ha keza. Proje okullar uygulaması…

Aynı zamanda bu süreçte öğretmen atamaları KPSS ile kadrolu yerine mülakatla sözleşmeli yapılarak daha yandaş ve torpile açık hale geldi.

Devlet kadrolarındaki hızla tasfiye ise cabası…

Cemaatçileri tasfiye ediyorum diyerek sol, sosyalist ve aydın kimlikli insanlar da bu sürece katılıp, aynı torbaya atıldı.

Cumhuriyetin ana kolonlarına yapılan saldırıları teşvik de eğitim üzerinden yapılıyor.

Eğitim konusunda işimiz bu nedenle çok zor.

Bu nedenle Türkiye’de eğitim kangren olmuş durumda.

Cemaatin hareketine bakın… cemaat nasıl etkili oldu? Nasıl Türkiye’de bu kadar yaygınlaştı?

Cemaatin ordu imamları, il imamları öğretmen kökenlidir.

Cemaat eğitim üzerinden yerleşmiştir.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da bunu biliyor ve aynı modeli kullanarak eğitim üzerinden benzer bir örgütlenme yapmak istiyor. Zaten bu doğal bir şeydir, dünyanın her yerinde iktidar önce eğitime el atar ve eğitimi kendi ideolojilerine uygun hale getirmeye çalışır.

Genç beyinleri düşünün…

Öyle bir nesil var ki şu an hayatında başka lider ve parti görmedi.

Bu tehlikedir.

Tek tarafı, tek düşünceli hareket  eden yandaş insanlar yetiştirmek bugün için sizi mutlu edebilir ama bundan yirmi yıl sonra ülke için çok tehlikelidir.

Başka bir şey düşünmeyen, geliştirmeyen, sorgulamayan bir insan grubu olacaktır. Bu gün sizin ömrünüzü tamamlar, iktidarınızda mutlu eder, ama ülkenin geleceğini ipotek altına almış, bitirmiş olursunuz.

Yaşanan mağduriyetlerin büyük oranda eğitimde olmasını şaşırtıcı değil.

Cemaat de eğitim üzerinden yapılanmaya çalışmıştı.

Cemaat de pek çok insanı mağdur etmişti.

Zamanında 12 Eylül faşist dedik, çok eleştirdik, yargıladık ama bugün yapılanlar 12 Eylülden daha beter bir hal aldı.

İnsan hakları hukuku açısından bir insanla ilgili suçlama ortaya koyarken ne kanıta bakılıyor ne de savunma hakkı veriliyor.

Dünyada binlerce akademisyenin, binlerce öğrencinin, binlerce öğretmenin bir anda hayatlarının değişmesi, suçun bireysellikten çıkıp eşlerinin ve çocuklarının dahi cezalandırılması gibi bir örnek yok!

Bu, Hitler döneminde bile olmadı. Bizim itirazımız buna Kalın sağlıcakla!