LÜTFEN KARADENİZE SAHİP ÇIKIN

Gazetemiz yazarı Haluk Ekiz’in yazısı

Geçtiğimiz yıllarda, TOKAT ilinden gelen misafirlerimizi köydeki evimizde ağırladık.

Yemekler yendi, çaylar içildi. Misafir bayanlardan bir kaçı, şöyle etrafı gezmek, görmek adına Fındık ocaklarının da merakıyla bahçeye gittiler.

Bir müddet sonra, sanki değerli bir şey bulmuşlar gibi sevinmişler, her birinin kucakları yeşil büyük yapraklarla dolu olarak döndüler.

Önceleri bir anlam veremedik.

Çünkü topladıkları şey, FINDIK bahçelerinde, kökünü kurutmak için bizim çok uğraştığımız, büyük yapraklı ARSIZ (!) bir ot idi.

Biz o ota tırpan vururuz yine büyür. Kökü saçaklı olduğu için çekince gelmez yarısından kopar ve kök toprakta kaldığı için tekrar yetişir.

Hayvanlar yemezler.

Onun çaresi GÜZELİM (!) OT İLACI dır.

Neyse uzatmayalım,

Tokat da bu yelpaze yapraklı otdan çok nefis Çorba yapılıyormuş.

Hele sirkeli, maydanozlu Salatası çok güzel olurmuş.

Diğer bayanlar da gidip topladılar ve biz hayretler içinde kaldık.

Son yıllarda, bilhassa ORDU ve GİRESUN’un yüksek kesimlerinde, güzelim Ormanlar gizli aşikar katledilip FINDIK dikim alanları oluşturulurken, aşağı kesimlerde ise tam bir cinayet işleniyor ve hepimiz buna seyirci kalıyoruz.

Gittikçe artan bir oranda OT İLACI genel adıyla tarım ilaçlarıyla, yöremize özgü bitki florası yok ediliyor.

Kuşlar, böcekler ve solucanlar da nasipleniyor.

Her nedense, ISIRGAN otuna duyulan nefretin etkisiyle bahçelerimizde otlar bir yana, Fındık bahçelerini süsleyen renk renk çiçeklerimiz öldürüldü.

Sarıca arılar, BAL arıları konacak bir çiçek bulamıyor.

ALLAHIN bizim için yarattığı ve hangi ağacın ne faydası olduğunu tam öğrenemeden etrafımızdaki İrili ufaklı Ormanları da kestik.

Sırf daha fazla FINDIK uğruna.

Bırakın bahçeyi, köyleri gezdirseniz çocuklarınıza, Akasya, Yaykın, Kavak, Karaağaç, Pelit, Kestane, Meşe vs, ağacı gösterebilirmisiniz?

Ya meyve verenler?

Osmanelma, Kış armudu, Töngel, İkizerik, devasa boyda Ceviz ağaçları, çeşit çeşit elma ağaçları.

Nerede bunlar?

Hepsi Fındığa gölge ediyor diye kesildi yok edildi.

Yakındır kalan ne varsa KOKARCA BÖCEĞİ ile mücadele sürecinde yok olacaklar.

Ziraat Odaları ve Tarım Müdürlükleri konuya seyirciler.

Asıl vahim olan durum ise, Çevrecilik denilince akıllarına sadece SİYANÜR’ü getirenlerin , BİTKİ, BÖCEK ve KUŞ katliamları karşısında SUSKUN kalmaları da ayrı bir üzüntü kaynağımız olmaya devam ediyor .

Herkese Selam,

Herkese Saygı.

LÜTFEN KARADENİZE SAHİP ÇIKIN

Bunu paylaş: