Sonbahar yıllardan beri hep hüzün ayı olarak bilinir. Kimisi için ayrılıktır hazan, kimisi için aşktır. kimileri için de yeniden başlamak için bir umut ayıdır.
Mesela balıkçılar için ekmek kapısıdır.
İşsizler için parkları terk etme ayı. yoksullar için eyvah kış kapıya dayandı zor günler bizi bekliyor ayıdır.
Temmuz ayının ortalarından itibaren fındık için köylerine giden vatandaşlardan dolayı tenhalaşan caddeler, hazan mevsimi ile birlikte tekrar eski canlı günlerine kavuşma ayıdır.
Sadece fındıkçılardan dolayımı canlanır sokaklar? Tabi ki de hayır.
Tatilciler döner, memleket hasreti için anne babasının yanına gidenler gelir ve en önemlisi okulların başlaması ile birlikte kürkçü dükkanına geri dönen öğrenciler caddelere hareketlilik getirir.
Ve şehir uyanır.
Ne kadar hüzün ayı olarak bilinse de Eylül ayı, gerçekte incelediğimiz de içinde sadece hüzün yoktur. Esnaf için aynı zaman da bereket ayıdır.
Simitçilerin, kestanecilerin, balıkçıların, çorbacıların, hatta çay ocağı işletmecilerin yüzünün güldüğü aydır sonbahar. Hatta meşhur cenalelerimizin (martılar) sesinin daha gür çıktığı mevsimdir.
Sonbahar her zaman hüzün ayı olarak anılır ama bu hüznü sadece insan oğlu yaşamaz, doğada çok dramatiktir hazan mevsimin de.
Mesela,
Aybastı yaylasını artık herkes terk etmiştir, yayla sessizliğe bürünür ve o güzelim menderesleri hüzün kaplar. Karga tepesi artık bir yıl boyunca yalnızdır.
Yason burnu, Boz tepe, Bolaman ve Yalıköy bile kendi kabuğuna çekilerek yaz boyunca biriktirdiği hatıraları ile başbaşa kalmıştır artık.
Hele köylerimiz, onlarda yalnızlaşır bu aylarda. Yaz boyunca dolup taşan köylerimizde yalnızlık başlamıştır artık.
Ağaçlara da hüzün çöker Eylül ayında, döktüğü her yaprak gözyaşı gibidir onlar için. Aylarca kapanır kendi içinde ki yalnızlığa.
Eylül ayı kafamızı en çok karıştıran aydır.
Evden dışarıya çıkarken montmu giysem , şemsiyemi yanıma alsam mı sorularının en çok sorulduğu aydır.
Yağsam mı, yağmasam mı kararsızlığını yaşayan hava, öğlene kadar yağan yağmur, öğleden sonra açan güneş kafaları hep karıştırmıştır, kısacası ortaya karışık bir mevsimdir hazan.
Çocuklarımız için okul heyecanı, velilerimiz için de dertlerin başladığı aydır. okul masraflarıyla başlayan ekonomik dertlerimiz sırasıyla doğal gaz ve elektrik sarfiyatının artmaya başladığı aydır.
Şairlere göre hazan mevsimi olan Eylül ayı, yetişkinler için hüzün ayının başlangıcıdır artık.
Gönüllerde de aynı karışıklık vardır,
Sonbahar hicranı, hüznü, hasreti çağrıştırıyor çünkü. Yaz nasıl aydınlığı ve gönül ferahlığını çağrıştırırsa, güz de ayrılığı ve dramı çağrıştırır çoğu zaman.
Hele hele yaz aylarında heybesini aşkla dolduranların sonbaharın hüznü erken çöker yüreklerine.
Yaz bitti diye çok üzülmeye gerek yok, sonbaharın güzelliklerini ve bereketini yaşamanızı öneririm bu günlerde.
Ülkemize bahar çiçeklerin açacağı günlerin hasretiyle yanıp tutuşuyoruz.
Bu ülke topraklarında baharı yaşamamız gerekirken bizlere sonbaharı hatta güz mevsimini yaşatanlara sizlerinde söylemesi gereken iki çift söz olmalı.
Yoksa bu ülkede hazanlar ve hüzünler hiç bitmez.
Haberiniz olsun.