Ocak ayının ortalarında meydana gelen heyelan tehlikesi yapılan incelemelere rağmen devam ediyor.

Mahallede bir evde toprak kayması ile başlayan ve giderek yollarda yarıklar meydana getiren, çevrede göçmelere neden olan heyelan, evlerde de çatlaklar oluşturmuş, risk altında olan birkaç ev boşaltılmıştı.

Evlerde oturanlar ihtiyacı olan eşyalarını alabilmek için kapısı açılmayan evlerin pencerelerini kırarak içeri girebilmiş ve akraba ve yakınlarının yanına yerleşmişti.
Aradan 20 günden fazla bir zaman geçmesine rağmen mahallede hiçbir önlem alınmadığı gibi evlerini terk etmek zorunda kalanların barınma ihtiyaçlarını karşılayacak bir çalışma yapılmamıştır.

Heyelan bölgesinde yaptığımız incelemede risk altında olan evlerin boşaltılması dışında herhangi bir güvenlik önleminin alınmadığını, tehlike arz eden alana girişin engellenmediğini gördük.

İnönü Mahallesi muhtarı Şükrü Kara konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Mahallemizin bir evinin önündeki betonun yarılmasıyla başlayan bu afeti ilk gördüğümüzde biz evin bahçesinde bulunan bir dut ağacının buna sebep olabileceğini düşündük ve birkaç gün bekledik. Büyükşehir belediyesinden bir kepçe getirttik, birkaç metre açıp baktık. 3 metre derinliğe indiğimiz halde bir su göremedik. Belki altında bir su akıntısı olabilir diye düşünmüştük. Birkaç gün geçtikten sonra ana yolda bir yarık oluştu ve çökmeler meydana geldi. Bu çökmeler ve yarılmalar giderek genişledi. Beton perde duvarlar, evlerin bahçelerinde yarıklar oluşmaya başladı. Afet ekibi geldi, 3 mühendis inceleme yaptı. Ölçtüler, biçtiler ve bunun yeraltı suyundan kaynaklandığını söylediler. 2 evin tehlike altında olduğu gerekçesiyle tahliye edilmesine karar verdiler. Bu iki evde oturanlar için 8 bin lira kira yardımı yapacaklarını da belirttiler. Biz kira yardımı yerine sorunun çözülmesi için bir çalışma yapmalarını bekliyoruz. Evlere girmemizin tehlikeli olacağını ve bu nedenle girmememizi söylediler. İnsanlar evlerindeki eşyaları alamıyorlar, evlerini boşaltamıyorlar. Bu konuda herhangi bir yardımda bulunmadılar. Mağdur olanların kimlik numaralarına para yatırılacak, herkes başının çaresine baksın der gibi bırakıp gittiler. O günden beri ne gelen var ne giden. Şu anda bir yetkilinin olaya el atmasını bekliyoruz. Bin sondaj çalışması mı yapılacak, ne gerekiyorsa yapılmasını istiyoruz ama kimseden bir hareket göremiyoruz. Mahallemiz çok meyilli bir arazide kurulmuş. Tehlike altında olan 7-8 hane bu tehlikenin merkezinde yer alıyor. Böyle durumlarda devletin bir yardım eli uzatmasını beklemek vatandaşın en doğal hakkıdır. Kış mevsimindeyiz. Vatandaşımız sığınacak bir yer bulmaya çalışıyor. Ama bu ne kadar devam edecek. İlgililerden ve yetkililerden yardım bekliyoruz. Sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.”