Aslına bakarsan, öyle alelade bir yaşam.
Geçmişin izi kalmış suret dökülür yanağımdan…
Hiç yaşanmamış ki dostluk, nerden bilsin bu münhasır zat .Bir yol var görüyorum gitmek çok zor ,olanı biteni yazdım epey ağır.
İçimde bir his var bu bahar da geçer olur. Bu sefer yalancı yanım tekrardan rahat bırakmıyor beni. Bu zamana kadar inanabileceğim her şeye inandım .Yaklaşmaya çalıştım insana, insan denen şu pekala olguya, anlam aradım yıllarca ,gecenin sonunda kıvrılarak uzandığım bir boşluk buldum ancak .Sekiz saat deyin isterse günün yarısı zaman yetmiyor bizi anlamaya.
Sahiden hangi sakinin elinde içtik şarabı da bu kadar sarhoş olduk birbirimize ? Yanılgı yapmıyorsam sarhoşluktan birbirimizi göremiyoruz. Geçenlerde yine kaygıya düştüm, dört seneyi andığım özlemi ,kaygıyı ,vicdanı… Vicdanmış ne gülünç şeydir ki korkakların güçlüleri korkuttuğu silah ,söylesenize biz birmiyiz kılıçlarımızla?
Korkularımız var mesela kırbaç sezinlemesinden haylice yakın epeyce güç görünen. Amacımız nedir kainatta? Nereye gittin söylesene bugün muhterem isminde adını koyduğum sıfatına zaman eklediğim amca? Varlığın bütününe mi vardın ki bu kadar endişelisin ?
Bir solukta bitirdiğim yazım siz okurlarca anlaşılmasa da ben kusurumu geçmişe borçluyum kalın en samimi sevgi ve saygıyla”