Gül Kuyumcu soygunu ile ilgili sosyal medyada çıkan haberlerle ilgili Avukat Muharrem Serin bir açıklama yaptı.
05.12.2015 tarihinde silahlı iki kardeş Hacı Hulusi Baba Caddesi’ndeki Gül Kuyumcu’ya girmiş, silahla tehdit ettikleri dükkan çalışanlarını etkisiz hale getirmişlerdi. İhbar üzerine olay yerine gelen güvenlik güçleri sanıkları uzun süren ikna çalışmaları sonucu teslim almışlardı.
3 yıl önce gerçekleşen soygun girişiminde bulunan iki kardeş, yağmaya teşebbüs suçundan 8’er yıl 9’ar ay, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan da 10’ar yıl olmak üzere toplam 18’er yıl 9’ar ay hapis cezası almıştı.
22 Haziran 2018 tarihinde, “Gül Kuyumcu soygunundan kötü kokular geliyor” ve 24 Haziran 2018 tarihinde; “Gül Kuyumcu dosyasında işler iyice karıştı” başlıklarıyla çıkan haberler üzerine Avukat Muharrem Serin müvekkilleri adına bir açıklama yaptı.
Av. Muharrem Serin; sosyal medyada çıkan paylaşımları hayretler içinde okuduğunu ve şaşırdığını ifade ederek; söz konusu haberleri yapan kişi yaklaşık 1 ay önce müvekkilim Murat Gül’e mesaj atarak görüşmek istemesinin amacı neydi? Haber yaparken dosyanın tamamına vakıf olduğum halde tarafımızdan neden bilgi alınmadı soygun olayının meydana geldiği 05.12.2018 tarihinden itibaren müştekiler Hasan, Mustafa, Murat, Uğur, Beytullah Gül ve Arif Güneş’in vekili olarak dosyada bulunuyor olduğum halde söz konusu paylaşımlarda olan hususların hiç birini duymadım, sanıkların bu zamana kadar alınan hiçbir savunmalarında bahsedilen hususlara yer verilmedi. Bu durumun meydana çıkması kuvvetle muhtemeldir ki; Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunan sanıkların son çırpınışlarıdır.
22 Haziran ve 24 Haziran tarihlerinde yapılan paylaşımlar asparagas haberlerden oluşan ve gerçeklik payı bulunmayan, toplumun dikkatini çekmek, halkın kin ve nefretini müvekkillerim üzerine itmek için yapılan paylaşımlardır.
Dosyanın her bir aşamasından bihaber olan Gazeteci kimliğine bürünmüş bir şahsın, Basın İlan Kurumu kaydı olmadan Gazete adı verdiği internet sitelerinde yaptığı paylaşımlarının gerçeği yansıtmadığı olayların nasıl gerçekleştiği hususunda kamuoyunu bilgilendirmek gerekmektedir.
05.12.2015 tarihinde meydana gelen olayda sanık iki kardeş Fatsa Emniyet Müdürlüğü’nde, Fatsa Cumhuriyet Başsavcılığı’nda, Fatsa Sulh Ceza Hakimliği’nde, Ünye Ağır Ceza Mahkemesi’nde ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi’nde toplamda 10 kez ifade vermiş olmalarına rağmen röportaja konu hususlar hakkında hiçbir şey beyan etmemişlerdir. Sanıklar “ekonomik sıkıntı çektikleri için kuyumcu soymaya karar verdiklerini, kaçış istikameti en uygun olan yerin de Gül Kuyumcu olduğu sebebiyle burayı soymayı karar verdiklerini, soygun sırasında olay yerinde bulunan müştekilerden hiç birini tanımadıklarını ve aralarında husumet olmadığını, geldikleri araca cam filmi çekip plakalarını söktüklerini, temin ettikleri silahların çalışıp çalışmadığını eylem öncesinde kontrol ettiklerini, yanlarına maske ve 12 adet plastik kelepçe aldıklarını ve kuyumcu’dan içeri girdiklerinde 6 kişinin işyeri içerisinde olduğunu, Murat Gül’ün kaçmaya yeltenmesi ile ateş edip yaraladıklarını, daha sonra Emniyet Görevlilerine teslim olduklarını” beyan etmişlerdir.
Olay sonrası Ünye Ağır Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonunda sanık iki kardeş; yağmaya teşebbüs suçundan 8’er yıl 9’ar ay, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 10’ar yıl olmak üzere toplamda 18’er yıl 9’ar ay ceza almışlardır.
Ünye Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen karara karşı tarafımızdan istinaf yoluna gidilmiş ve itirazımız kabul edilerek Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi’nce yağmaya teşebbüsten 8’er yıl 9 ay ve kişiyi hürriyetinden yoksul kılma suçundan 30’ar yıl (her bir müşteki için 5 yıl) olmak üzere toplamda her bir sanık için 38’er yıl 9’ar ay hapis cezasına hükmedilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince verilen ceza; Yargıtay 6. Ceza Dairesince onanmış ve sanıklar hakkında verilen hükümler 04.04.2018 tarihinde kesinleşmiştir.
Dosyanın kesinleşmesi akabinde sanıklar tarafından asparagas haberlere konu olan dilekçeler dosya arasına gönderilerek Kanun Yararına Bozma yoluna gidilmiştir ancak bu beyhude bir çabadan ibarettir.
Paylaşımlarda iddia edildiği gibi; bulunmuş bir define yoktur, sanıkların olay öncesi Gül Kuyumcu isimli iş yerine gelmiş olmaları, Murat Gül ve sanıkların buluşması söz konusu değildir, olay öncesinde ve sonrasında Murat Gül’ün sanıkların ailelerini ve cezaevinde bulunan sanıkları tehdit ettiği haberleri yalandır, olay sonrasında silahla yaralanan Murat Gül hakkında düzenlenen doktor raporu gerçeğe uygundur ve aksi iddialar raporu veren doktoru ve teslim alan memurları zan altında bırakan suç isnadıdır ve gerçekle alakası yoktur.
Gül Kuyumcu soygunu ile ilgili kapsam yukarıda anlatmış olduğumuz şekildedir ve bahsettiğimiz tüm hususlar dava dosyası içerisinde bulunan evraklar ve belgelerle sabittir. Aksi iddialar ve isnatlar kamu oyunu yanıltmak için yapılmış beyhude çabalardır.
Ceza evinde Murat Gül tarafından tehdit edildiklerini söyleyen sanıklar; bunun nasıl olduğunu hepimize anlatmaları gerekmektedir. Zira cezaevine hiç girmemiş bir Murat Gül nasıl oldu da olay tarihinden itibaren cezaevinde bulunan sanıkları ve dışarıda ailelerini tehdit etti? Mademki Murat Gül tarafından tehdit edildiniz, neden bu hususa ilişkin hiç suç duyurunda bulunmadınız. Hadi hepsini bir kenara bırakalım; Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 18 yıl 9 ay ceza aldılar, Samsun İstinaf Mahkemesi’nde neden bu hususlardan bahsetmediler. İstinaf Mahkemesi’nde 38’er yıl 9’ar ay ceza aldıktan sonra Yargıtay Temyiz dilekçesinde neden bahsetmediler? Herkes gibi ben de bu konuları merak ediyorum” dedi.