ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ FATSA ŞUBESİNİN 5 ARALIK KADIN VE 10 ARALIK İNSAN HAKLARI İLE İLGİLİ HAZIRLANAN BASIN AÇIKLAMASIDIR
Büyük Devrimci Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün yaratıcısı olduğu “ Ulus Devlet Modeli” yani Türkiye Cumhuriyeti bir “ çağdaşlaşma” atılımıdır.
Yaşamı boyunca, çağdaş toplum oluşturma mücadelesini sürdüren, Büyük ATATÜRK, 05 Aralık 1934’de tüm dünyayı hayran bırakan bir çıkışla kadınlara milletvekili seçilme hakkını tanıdı.
Büyük Önder’e göre; kadınını sosyal yaşamdan uzak tutan, geri plana atan, tecrit eden, cahil bırakan bir milletin yaşaması, ayakta kalması mümkün değildir:
“ Bir toplum kadınlardan ve erkeklerden oluşur. Toplumun bir yarısı topraklara zincirle bağlı iken, diğer bir yarısının yükselmesi mümkün müdür?” sözü bu konudaki bakış açısının net anlatımıdır.
Milli Kurtuluş Savaşı’nda kadınlarımızın, vatanın her yerinde mücadeleye katılımları, dünya tarihinde saygıyla anılmaktadır. Büyük Devrimci ATATÜRK; “dünyada hiç bir milletin kadını ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim diyemez.” sözleriyle bunu teyit etmektedir.
ATATÜRK Türkiye’sinde, 08 Şubat 1935’de gerçekleşen genel seçimlerde, 17 kadın, milletvekili olarak TBMM’de yer almıştır. Avrupa’nın ve dünyanın büyük kaosa, 2. Dünya Savaşı’na sürüklendiği bir dönemde, ATATÜRK Türkiye’si böylece yine fark yaratmıştır.
Bugün aynı zamanda İnsan Hakları günüdür. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 10 Aralık 1948 günü Birleşmiş Milletler Örgütünün Paris kongresinde kabul edildi. Bu bildirge Birleşmiş Milletler Örgütüne üye olan devletlerce bütün insanlara tanınan vazgeçilemez, devredilemez ve geri alınamaz temel insan haklarını belirten ve bildiren bir bildirgedir. Bu yönüyle 1776 Amerikan ve 1789 Fransız İnsan Hakları Bildirgelerinden, onlardan etkilenmiş olmakla birlikte, daha somut ve gerçekçidir. Bildirge bir giriş bölümü ve otuz maddeden oluşur.
Birinci maddesi, bütün insanların hür ve eşit doğduklarını bildirir. İkinci maddesi ise herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din veya başka hangi nedenle olursa olsun ayırım gözetilmeksizin bildirgede belirtilen haklardan yararlanma haklarına sahip olduklarını belirtir.
Türkiye bu bildirgeyi 6 Nisan 1949 tarihli ve 9119 sayılı bakanlar kurulu kararı ile benimsedi ve karar 27 Mayıs 1949 günü yürürlüğe girdi. 10 Aralık günü İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin kabul edildiği gün olması nedeniyle 1949 yılından itibaren İnsan Hakları Günü olarak kabul edilmiştir. Ancak daha geniş çaplı ve resmi olarak 1968 yılından sonra Dünya İnsan Hakları Günü adıyla kutlanmaya başlanmıştır. Günümüzde dünyada ve ülkemizde birçok demokrasi ve insan hakları ihlalleri yaşanmakta, her gün yüzlerce insan terör saldırılarında, savaşlarda acımasızca katledilmektedir. Tüm dünyanın gözleri önünde işlenen bu cinayetlerin hesabı sorulamamaktadır. Diğer yandan son on beş yılda yurdumuzda iş kazalarında ölen çalışan sayısı yirmi binin üzerinde gerçekleşmiştir. Bu nedenle Avrupa’da birinci sırada yer alırken Dünya da ise üçüncü konumda bulunmaktayız.
Ülkemizde kadına yönelik şiddet ise artık olağan gibi görülmeye başlanmıştır. Son on yılda ülkemizde işlenen kadın cinayetlerinin sayısı iki bin beş yüzü aşmıştır. Ülkemizde kadınların % 65’i mirastan pay alamamaktadır. Erkeklere oranla kadınlarda işsizlik yüzdesi daha fazladır. Daha birçok olumsuzluk sayılabilir. Bu nedenle Atatürk Cumhuriyetinin bizlere kazandırdığı hak ve özgürlüklerin değeri çok daha iyi anlaşılmaktadır.
Millet olarak ATATÜRK’e çok şey borçluyuz. Kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, çocuğuyla… Milletimizin her bir ferdini bu sorumluluğun bilincinde olmaya çağırıyoruz.
Atatürkçü Düşünce Derneği çatısı altında, binlerce kadın üyemiz, yöneticilerimiz ve şube başkanlarımız Büyük ATATÜRK’e minnet duyarak çalışmaktadır. Sorumluluk duygusuyla, büyük özveriyle mücadele veren tüm kadın üyelerimizin ve kadınlarımızın Seçme ve Seçilme Hakkı kazanmalarının yıl dönümünü kutluyoruz.
ADD FATSAŞUBESİ
YÖNETİM KURULU ADINA
AV. NURHİLAL GÜNDÜZ