İlçemizde siyanürle altın arama faaliyetlerini sürdüren maden şirketine karşı bir araya gelen ADD Fatsa Şubesi, Ordu Çevre Derneği, Karadeniz Doğa ve Çevre Derneği, Ekolojik Yaşam Derneği, Derelerin Kardeşliği Platformu ve daha birçok STK Kültür Sarayında düzenledikleri panel ile Ünye ve Fatsa halkını siyanürle yapılan altın arama faaliyetlerine karşı mücadele etmeye çağırdı.
Fatsa Kültür Sarayı’nda gerçekleştirilen ve ilk olarak Önder Babat Kültür Merkezi tarafından yöre insanlarıyla röportajların yer aldığı belgesel filmin izlendiği etkinlikte sık sık Bergama örneği verildi.
Daha sonra ADD Fatsa Şube Başkanı Nur Hilal Gündüz, “Birkaç hafta üst üste toplantılar gerçekleştirdik ve bundan sonra bu yaşadığımız topraklarda eğer yeniden altın arama faaliyetleri genişlerse ve yeni köylerde de sondaj faaliyetleri başlarsa ne olacağını konuştuk ve ne yapabiliriz dedik. Biz üç beş derneğin bir araya gelmesiyle her hangi bir sonuca gitmemiz mümkün değil. Çok değerli hocalarımız, hemşerilerimiz ve diğer tüm STK’ların görüşleri, fikirleri bizler için çok önemli aslında biz hepimiziz. Arkadaşlarımız bilimsel olarak, ekonomik olarak, sağlık anlamında sizlere altın madeninin bu güne kadar bize ne getirdiğini ve bizden neler götürdüğünü birlikte göreceğiz” ifadelerine yer verdi.
Daha sonra sahneye çıkan İşletme Mühendisi. Çağdaş Çelebi de “Ben bugün altın madeninin kamusal bir faydası var mı insanlara kısaca bunu aktarmaya çalışacağım sizlere. Altın madeni yüzünden tahrip olan alanlara baktığımız zaman 23 milyonluk kestane balı kaybımız var. Yine fındıktan gelecek paradan da kaybımız var. Madenin elde edeceği kar ise bizim kaybımızdan çok daha az ve bu para da bize değil, onlara gidecek olan para. Altın madeni sayesinde devletin cebine girecek olan para da bizim zararımızdan daha az.” ifadeleriyle kısaca bir sunum gerçekleştirdi.
Karadeniz Doğa ve Çevre Derneği Başkanı ve Ordu Üniversitesi Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Ahmet Fidan ise, “Bu altını üretmek için vazgeçtiğimiz kazanımlar neler. Yani sonuç attığımız taş ürküttüğümüz kurbağaya değiyor mu? Biz başlangıçta Ünye Kent Konseyi ile bu mücadeleye girişmiştik. Çünkü Bahçeler Köyü ve Erenyurt kısmı Ünye’yi ilgilendiren kısımlardır. Geçtiğimiz zaman bağlamında mevcut altın işletmesi 4-5 yıllığına değil süresi belli olmayan bir zaman dilimi burada kalmaya karar verdi ve bu da yetmedi kapasite artırımı için faaliyetlerine başladı. Karşımızda epitermal bir şirket var. Yani yığın içi yüzel madenciliği yapan bir şirket var Altıntepe bölgesinde. Bunun da zararları çok daha fazla oluyor. Ben maden bölgesinde gezerken siyanürün etkisini bizzat gözlerimde hissettim ve resmen gözlerim yaşardı.” diye konuştu.
Doç.Dr. Ahmet Fidan’ın ardından ADD Fatsa Yönetim Kurulu üyesi Kemal Koç da kısa bir sunumla salondakilere seslendi.
Ardından sunumunu yapmak için gelen Enerji Yüksek Müh. ve yöre sakini Alaattin Yılmazer, “Tuna Nehrinde olan kaza Çernobil’den sonra en büyük siyanür kazası olarak tarihe geçti ve Avrupa Birliği Siyanürle altın arama madenlerini durdurdu. Kabaktepe Köyü’nün olduğu yerde sazcılar suyu olur. Biz Fatsa olarak ilk büyük kaybını sazcılar suyunu kaybederek yaşadık. O Kabaktepe bölgesinde 98 yılında altın arama faaliyeti yapılmıştı çünkü. Bugün sazcılar suyumuz yok. Bir bilgi eksikliği var. O da kalkınma sözü. Kalkınan kim bizler miyiz, şirket ve ortakları mı? 5 yıllık sürer boyunca Strateks Altın madeni devlete 9 milyon dolarlık bir katkı sağladı sadece ve sadece. Altın madeninde sadece genç erkek nüfus çalışabiliyor fakat tarımdan herkesin çalışabileceği ve kazanç elde edebileceği bir kaynağımız var.” ifadelerini kullandı.
Yılmazer, “Altının sahibi altının bulunduğu ülkeler değil. Altının sahibi gelişmiş ülkeler” diyerek de bir konuda dikkat çekti.
Yılmazer son olarak konuşmasında, mücadelenin topyekun ve zorlu bir süreç olduğunu bir iki eylemle bunun bitmeyeceğini ve ortak mücadele etmek gerektiğini de sözlerine ekledi.
Toplantı sonunda platform oluşturma kararı alınarak bu platform için bir kişiye görev dağılımı yapıldı.