Fatsa’nın Sazcılar mahallesinde çıkan kaynak suyu OSKİ tarafından ihaleyle işletmeye verildi. İhaleyi, ilçemize ilk sanayi kuruluşunu getiren Mazhar Tanrıkulu’nun firması, yıllık 157.680,00 lira tahmini bedelle açılan ihaleye 158.000.00 lira teklif vererek işletme hakkını kazandı.

Konuyla ilgili düşüncelerini aldığımız iş insanı hemşerimiz Mazhar Tanrıkulu; “Fatsa’da, Fatsa için bir şeyler yapma isteği bende hiç eksilmedi. Bunun için sürekli araştırma ve gözlem yaparak Fatsa’nın gelişim ve tanıtımına katkı yapacak bir tesis kurma yollarını aradım. Yıllardır tanıdığımız Sazcılar Suyu’nun artık içilmediğini, kaynağın boşa akıp gittiğini gördüm. Çocukluk yıllarımızdan beri tanıdığımız, her Fatsalının keyifle içtiği, hatta bazılarının tiryakisi bile olduğu bu suyun değerlendirilmesi konusuna bir el atayım dedim. İlgili makamlara başvurup işletme hakkı talep ettim. Gerekli olan tahlilleri yaptırdım ve suyun şu andaki haliyle herhangi bir sorunu olmadığını gördüm. İhaleye katıldım ve işletme hakkını aldım.

Sazcılar suyu son 30 yıldır işletilmiyor. Ayrıca yapılmış doğru dürüst analizine de rastlamadık. İhale öncesi yaptığımız ön çalışmalarda halen işletilebilir olduğunu gördük. Şu anda ise yaptıracağımız geniş kapsamlı analizlerle suyun çevreden etkilenip etkilenmediğini belirlemek istiyoruz. Türkiye’de ve yurt dışında tüm analizlerin yapılarak, uzmanlar ve ilgili üniversite bölüm üyelerinin de beraber çalışmaları sonunda uygun görülmesi halinde en yakın zamanda tesis kurma çalışmalarına başlayacağız.
Başvuru dilekçemde de belirttiğim gibi benim bu suyun işletmesinden herhangi bir ticari beklentim olmayacak. Fatsa’nın gelişimi ve tanıtımı doğrultusunda işletilmesi için gerekli girişimleri gerçekleştireceğim. Bunu biraz açmak gerekirse; ilçemizde başta Fatsaspor futbol kulübü olmak üzere, spor, sanat ve kültür alanında çalışmalara ekonomik kaynak oluşturacak bir tesisi gerçekleştirmeye çalışacağım. Bunun için suyun kaynağı ve işletmenin kurulabileceği yer ile ilgili çalışmalara başladık. En kısa zamanda hayata geçirmeyi düşünüyoruz.” dedi.

15-20 yıl öncesine kadar ilçemiz kent merkezinde akan Sazcılar Suyu hakkında biraz bilgi verelim.
100 yıllık su Sazcılar suyunun ilk kullanılmaya başlanması hakkında bir bilgiye ulaşamadık. Ancak 70 yıl önce at sırtında, tenekeler içinde Fatsa’ya ulaştırılıp tiryakilerinin evlerine taşıyan birini bulduk.
Rahmi Yangın ilçemizin önde gelen fındık tüccarlarındandır. Sazcılar köyünden olduğunu bildiğimiz için başvurduğumuz ilk kaynak oldu. Biz bilmiyorduk ama gençlik yıllarında Fatsa’ya su taşıdığını da öğrenmiş olduk ve o günlere ait anılarını dinledik: “ 1950-51 yıllarında ben bu suyu iki yıl Fatsa’ya taşıdım. Henüz askerliğimi yapmamıştım. Babam hastaydı. Ona ilaç parası bulmak için çalışmam gerekiyordu. O zaman köyümüzde 3 kişi su işini yapıyordu. Ben de bir at alıp şehre su taşımaya başladım. İlk zamanlar müşteri bulmakta güçlük çektim. Çünkü benden önce bu işi yapanlar belli bir müşteri potansiyeline ulaşmışlardı, dolayısıyla onların tekelindeydi bu iş. Onların arasında kendime bir yer bulabilmek için rekabet yöntemini kullanmak gerekiyordu, ben de öyle yaptım ve tenekesi 50 kuruşa satılan suyu 35 kuruşa indirdim. Böylece belli sayıda müşteri edindim. Atın her iki yanına üçerden 6 teneke su yüklüyordum. Bazen günde 3 sefer yaptığım bile oluyordu. Müşterimin sayısı artınca talebi karşılamak için ikinci bir at aldım, hatta bir de yardımcı tuttum, bu işten para kazanmaya başladım. Atın bir tarafına 3, diğer tarafına da 3 teneke olmak üzere her seferde bir atla 6 teneke su götürüyordum. İki atla üç sefer yaptığım zaman 36 teneke su taşımış oluyordum.
Sazcılar suyunun tiryakileri vardı. Fatsa’nın ileri gelenleri başka su içmezlerdi. Evlerinin girişinde bir küp bulunurdu. Belli günlerde suyu götürür o küplere boşaltırdık, hesabını da sonra görürdük. Sürekli bu suyu içenler, küpün içinde bir süre dinlendikten sonra tatlandığını ve içiminin daha lezzetli olduğunu söylerlerdi.
Suyun kaynağına ulaşmak için derenin içinde 2 kilometreye yakın bir yol alıyorduk. Dereye gelince ayakkabımızı çıkarıp Trabzon lastiği giyiyorduk. Fakirliğin ne olduğunu anlayın işte.
Tenekeler dolduktan sonra muhtar kapağını mühürlerdi. Dolayısıyla su bir resmiyet kazanıyordu. Herhalde su işini ilk yapanlardan bu işi suistimal edenler olmuş, bazen iş sıkışık olunca hemen dereden doldurup götürmüşler. Yani kolay yoldan para kazanma yoluna başvuranlar bundan 70 yıl önce de varmış.

Daha sonra bu su borularla sahil camisinin altına getirildi. Bir hayırsever vatandaşımız, İsmail Yerebasmaz yaptı bunu. Oradan vatandaşlar kaplarını doldurup gidiyorlar, camiye de bağış olarak birkaç kuruş veriyorlardı. Orada bir süre ilkel usullerle şişeleme de yapıldı. Daha sonra da bugünkü kültür sarayının olduğu yerde daha modern şişeleme tesisi kuruldu. İstanbul’a, İzmir’, Ankara’ya kadar yurdun her tarafına dağıtımı yapıldı. Yani Sazcılar suyunun ünü Fatsa ve Karadeniz bölgesiyle sınırlı kalmadı. Tüm yurtta adı duyuldu ve tutuldu. Kültür sarayının olduğu yerde halka açık bir çeşme de yapıldı. İnsanlar kaplarıyla gelir oradan su alırlardı. Bazen kuyruk oluşur, bir süre beklemek zorunda kalırdınız. 90’lı yıllara kadar bu böyle devam etti. Ama daha sonra ne oldu bilmiyorum Sazcılar suyu unutuldu. Bir ara Cumhuriyet Meydanı’na bir şadırvan yapıldı ama bir süre sonra oraya da kimse uğramaz oldu. Herhalde tadında bir bozulma olmuştu. Çünkü borularda meydana gelen çatlaklıklar ve dolayısıyla da çevreden karışan yabancı maddeler suyun güvenilirliğini kaybettirdi. Şimdi Mazhar Tanrıkulu’nun bu suyu işletmeye başlayacağını duydum ve çok memnun oldum. Yakından tanıdığım bu girişimci dostumuzun bu işin de üstesinden geleceğine inanıyorum. O el attığı her işte başarı sağlamıştır. Suyun gerekli tahlillerini yaptırmış ve içilmesinde herhangi bir sakınca olmadığını görmüştür, bundan hiç şüphem yok. Hayırlı olsun diyorum”.