Sosyal medya platformlarından Facebook’ta yaklaşık 5 yıl önce İbrahim Özkara tarafından oluşturulan İzmarit-Hatıra Defteri adlı bir grupta özellikle eski Fatsa fotoğraflarından oluşan paylaşımlar ilgi çekmiş, çok sayıda Fatsalı hemşerimiz bu grubu takip etmeye ve paylaşımlarda bulunmaya başlamıştı.
Bir Fatsalı olan grubun kurucusu İbrahim Özkara’yı bulduk, davet ettik ve ağırladık.
İbrahim Özkara’dan “İzmarit-Hatıra Defteri” adlı grubun ortaya çıkış öyküsünü dinledik.
İşte onun ağzından “İzmarit-Hatıra Defteri”nin doğuşu: “Bir gün fotoğraf stüdyomda bilgisayarla çalışıyorum. Masamda tam camın yanında. Dışarıda iki kişinin kendi aralarında konuştuğunu görüyorum. Oldukça beyefendi görünümlü birisi karşısındaki kısa boylu biriyle sohbet ediyor. İşi bıraktım onları izlemeye başladım. Baştan beri karşılık vermeden uzun boylu kişinin konuşmasını dinleyen kısa boylu adam elindeki sigara izmaritini parmağıyla uzağa doğru fırlattı. İzmarit benim iş yerimin camına çarpıp yere düştü. O anda beni etkileyen neydi bilmiyorum, bilgisayarımda bir sayfa açtım ve “izmarit” yazdım.
Aynı günün akşamında eve geçtim ve içinde eski yıllara ait anılarımın kayıtlı olduğu belgeler vardır, onları yere serdim. Bakarken ortaokul yıllarında öğretmenlerimize ve arkadaşlarımıza, özellikle ders yılı sonlarında, dileklerini yazdırdığımız hatıra defteri elime geçti. Aldım onu ve benim için yazılan notları taradım. O anda aklıma “izmarit-hatıra defteri” yazmak geldi. Ama ileride bugünlere geleceğimiz hiç aklımdan geçmemişti. Ancak o sırada izmarit sözcüğünün yalnızca sigara ve balık için kullanılmadığını düşündüm. Her şeyin bir izmariti, hatta insanın bile izmariti olabileceğini düşündüm.
Bu duygu ve düşünceler altında bir süre sayfamda eski fotoğraflar paylaştım. Bir ara Eczacı Haluk Abi (Erkmen) beni aradı sayfamı beğendiğini ama adını güzel bulmadığını ifade etti. Sebebini sorunca da izmaritin kendisine sigarayı hatırlattığını söyledi. Ben de kendisine yaşadığım bir olayı anlattım. Neydi o olay; bir zamanlar Fatsa Emniyet Müdürü olan Muharrem Lafçı vardı. Fotoğrafa aşırı derecede meraklıydı ve iyi de bir fotoğraf ustasıydı. Beni zaman zaman ziyaret ederdi. Bir gün karanlık odada çalışırken kapıdan girdi. Ben karanlık odadan çıkarken içeriye baktı ve sağa sola atılmış fotoğrafları gördü. Polis müdürü olmasının verdiği emredici bir edayla; “gel buraya, bu yerdekiler ne, bu izmaritler ne” dedi. Ben yerde sigara izmariti göremediğim için ne dediğini önce anlamadım. “Abi hani nerde izmarit” dedim. O da “oğlum şu fotoğrafları görmüyor musun. Sağa sola atmışsın”. O zaman fotoğrafların da izmariti olabileceğini öğrenmiş oldum. Yani kelimenin anlamının altında, ne olursa olsun, bir şeyin artık işe yaramayan ve atılan kısmına izmarit denilebileceğini anlamış oldum. Dolayısıyla sağa, sola atılmış fotoğraflar da izmarit olarak adlandırılabilirmiş. Hatta insanın bile izmariti olabileceğini düşündüm.
İnsanlar eski fotoğrafların kıymetini bilmezler, onları gereği gibi koruyamazlar ve tıpkı sigara izmariti gibi yok olmalarına sebep olabilirler. Öyleyse o fotoğrafların kalıcı olmalarını sağlamak gerekir diye düşündüm. Herkesin evinde, elinde çok sayıda fotoğraf vardır. Ama gerek aile bölünmeleri, gerek taşınmalar ve benzeri nedenlerle bunların büyük bir kısmı, hatta bazen tamamı yok olabiliyor. Böyle bir sayfa oluşturarak bu kayıpların önlenebileceğini düşündüm. Herkesin elinde bulunan tarihi değer taşıyan fotoğrafları göndermelerini veya sayfamızda paylaşmalarını önerdim. Buradan kimsenin bir çıkarı veya beklentisi olmayacak. Ama bu yolla ileriye yönelik çok önemli görseller elimizde kalacak. Aradan geçen bu süre içinde bazı sıkıntılar da yaşamadık değil. Örneğin; bir üyemiz orada bir fotoğraf paylaşıyor. Bir başkası oraya kırıcı nitelikte bir yorum yapıyor. Bunu da önlemek için hem gelen veya paylaşılan fotoğrafları hem de yapılan yorumları bir süzgeçten geçirerek yayımlamaya karar verdim ve öyle yapıyorum. Burada hiç kimsenin, dil, din, ırk, renk, cinsiyet, dünya görüşü gibi nedenlerle aşağılanmasına veya hakarete uğramasına izin verilmeyeceğinin, bir ayrıştırmaya, ötekileştirilmeye yer verilmeyeceğinin bilinmesini istiyorum. Fatsalılık, hemşericilik ön planda olacaktır, gerisi hiç önemli değil. İşte 5 yıl kadar önce kurduğumuz bu grupta 9 bine yakın üyemizle yolumuza devam ediyoruz.
Bu arada Fatsa’da da buna benzer bir çalışmanın ilçemizin girişimci iş insanı Mazhar Tanrıkulu’nun öneri ve desteğiyle, Fatsa fotoğraflarının vazgeçilmez arşivi Eczacı Fehmi Akar ve emekli öğretmen Ali Zeren’ın çalışmalarıyla hayata geçirileceği duyumunu aldım. Benzeri bir çalışmayı daha önce Ateş Mehmet Cevahir abimizin gerçekleştirdiğini biliyorum. Ama onun çalışması özellikle cadde, sokak gibi eski Fatsa görüntülerinden oluşuyordu. Bu yeni projenin ise genellikle kişilerin fotoğraflarından oluşacağı ve bilinenlerin de adlarının yazılarak gelecek kuşakların tanımalarının sağlanacağını öğrendim. Düşünün ki 50 yıl 100 yıl sonra, babasından, dedesinden öteye kökeni hakkında fazla bir görsele ulaşamayan bir kişi raflarda bir kitap veya albümde kendi soyundan birini görüp de “işte bu benim babamın dedesi” demesinin keyfi anlatılabilir mi… Ben de bu çalışmaya elimden geldiği ölçüde katkı sağlamak için kendileriyle iletişime geçeceğim”.
İşte böyle anlatıyor “İzmarit-Hatıra Defteri” grubunun doğuşunu İbrahim Özkara…
Fatsa Söz Gazetesi olarak severek takip ettiğimiz sosyal medya grubunun hikâyesini sizler için derledik.