“Z kuşağında geçim sıkıntısı yok. Hayatı onlar yaşıyor”
Merhabalar yeniden… Muhtemelen bu seferliğe mahsus yazmak istediklerimin bir miktar dışına çıkacağım. Yukarıdaki yorum benim ilk yazıma gelmiş olan bir yorum. Benim yazımın konusu çok farklıydı oysaki… İlerleyen süreçte medya okuryazarlığından bahsetmek isterim. Belli ki bu konuda bir şeyler okumak çok iyi gelecek hepimize.
Bildiğiniz üzere büyük bir krizin ortasındayız. Ve hepimize vuran bu kriz, doğal olarak kuşak gözetmiyor. Giriş yazımda sizlere “Burada sizlere okuduğum okulu da… tanıtacağım… “ demiştim. Yeri geldiğinde daha detaylı bahsedeceğim bir okul geçmişim olsa da hali hazırda okumakta olduğum Yalova Üniversitesi İletişim ve Tasarımı bölümünden bahsetsem daha öz olacak. Kyk kredisi ve okulda çalışmakla geçimimi sağladığım son derece mütevazı bir öğrenci hayatım var. Üstelik hem antrenman olsun hem de ailem biraz da kendilerini memnun etsin diye; yaklaşık bir senedir kendi giderlerimi, kendi kazancımla karşılamaya çabalıyorum. Ancak inanır mısınız, yaz tatiline girmeden önceki son ay öyle bir köşeye sıkıştırdı ki zamlar beni; az kalsın yumurta ve süt aldığım için dolmuş param kalmayacaktı. Hal böyleyken takdir edersiniz ki, belki de yalnızca dijital medya ile ilgilenebildiğimi belli eden bir yazı yazmış olduğum için “Z kuşağında geçim sıkıntısı yok. Hayatı onlar yaşıyor” diye bir yorum almak can sıkıcı olabiliyor.
Demem o ki; bizler boş tenekeler değiliz, bizim derdimiz şişmek de değil. Biz yalnızca bizi görmeyen, yok sayan, umursamayan, bu sistemi yürüten büyük amcalarımızın gözden kaçırdığı parçaları tutmaya çalışıyoruz. Hepimizin aynı gemide olduğunu hatırlatır, koyun gütmekle anlattıklarımın hiçbir ilgisi olmadığını belirtmek isterim. Üstelik Z Kuşağı derken sizin kafanızda yarattığınız o yanlış kalıptan bahsetmek istememiştim. Alternatif Medyayı sıkça kullanan nesil yani 21.yüzyılın ilk nesli, milenyum bebekleri, 2000 yılından günümüze uzanan nesil… Varmak istediğim yer ekonomiden çok uzaktı. Evrim geçiren günlük rutinlerimize eğilmek istemiştim. Alışmış olduğunuz dilden biraz uzak kalıplarla karşılaştığınızda saldırıya geçiyorsunuz, yapmayın. Kuşak mıdır sizce önemli olan? Sarf ettiğim kelimelerin, kurduğum cümlelerin ifade etmeye çalıştığı şeylerin hiçbir önemi yok mu? Eğer yoksa diye soruyorum bu soruyu; o halde neden okumaya devam ediyorsunuz benim köşe yazımı?