Dolunay Mahallesi’nde yayaların karşıdan karşıya geçişlerinin güvenlik içinde olmasını sağlamak amacıyla bir üst geçit yapıldı. Daha doğrusu önceden yapılmıştı da onun bulunduğu yere ışıklı kavşak yapılınca bu üst geçidin yeri değiştirildi.

Gazetemizin haberleri arasında yer alan, buradaki trafik sorunu ve çözümleri ile ilgili haberimizde öne sürdüğümüz savların doğru olup olmadığını belgelemek için bir gözlem yaptım.
Neydi savımız…

Bu geçidin yerinin kullanıma uygun ve mantıklı olmadığıydı…

Bir üst geçidin (yaya üst geçidinin) yerinin mantıklı olması, buradan geçecek yani bu geçidi kullanacak yaya sayısıyla ölçülebilirdi. Ben de bu ölçümü yapmak üzere Hünkar Restoran’ın geçide bakan salonuna yerleştim ve gözlemeye başladım.

Bu geçitten bir günde geçecek yaya sayısını belirlemekti amacım…

Bir günde geçen yaya sayısını belirlemek için mutlaka 24 saat gözlemek gerekmez. Belirle bir saat dilimi içerisinde geçen yaya sayısından hareketle bir günlük sayıyı bulabilirim. Bunu nasıl yapacağımı anlamayanlar için de yöntemimi açıklamak gereğini duyuyorum.
Bir saat az olur düşüncesiyle 3 saatlik bir izleme yapmaya karar verdim.

Peki 3 saatte geçen sayıdan hareketle bir günde geçen yaya sayısını nasıl belirleyecektim…

O kadar da matematik bilgimiz var. Daha ortaokul yıllarında orantı diye bir matematik kavramını öğrenmiştik.

Diyelim ki 3 saatte 5 yaya geçti. Hemen orantıyı kuracaktım; 3 saatte 5 yaya geçerse, 24 saatte kaç yaya geçer formülünden, doğru orantı, içler dışlar çarpımı şeklinde; X=24×5/3=40 olacaktı.

Ama hiç de öyle olmadı. İlk bir saatte kimse geçmedi. İkinci saatte de kimse yok. 3 saat bittiği halde üst geçitten kimse geçmeyince sabaha kadar bekleyecek değildim ya, gene formüle başvurdum. 3 saatte 0 (sıfır) yaya geçerse 24 saatte kaç yaya geçer şeklindeki formülden; X=24×0/3=0 sonucuna ulaştım.

Bu eşitlikten nasıl böyle bir sonuç çıktığını bilmeyenler için gerekli açıklamayı da yapayım. Bir sayının 0 (sıfır)’la çarpımı 0 (sıfırdır). Ayrıca her sayının 0 (sıfır)’a bölümü de 0 (sıfır)’dır. O kadarcık da matematik biliyoruz herhalde…
Gözlemin sonucunda bu geçitten 24 saatte 0 (sıfır)yolcu geçmekte olduğunu, yani kimse geçmediğini belirlemiş oldum.

Ancak burada herkes tarafından bilinen Evliya Çelebi öyküsünü de hatırlatmadan geçersem yanlış yapmış olurum. Hani Erzurum’u anlatırken der ya; 11 ay 29 gün kaldım yaz gelmedi, benden sonra geldiyse bilemem”. Benimki de o hikaye olabilir mi bilmem.

Bu köprünün bir örneği de Dede Korkut hikayelerindeki Deli Dumrul’un yaptırdığı köprüdür ama o muhterem de bugün yaşamıyor ki…