İnsanoğlu doğası gereği saygı görmeye ve sevilmeye ihtiyaç duyar. Bunun yanında empati, güzel konuşma, dinleme gibi ihtiyaçlarını da beraberinde getirir. Çünkü toplumumuza baktığımız zaman her birimiz Doğan Cüceloğlu’nun da belirttiği gibi: “Gün içerisinde ne kadar farkında olmasak da aslında birbirimizle iletişim hâli içerisindeyiz.” Bu iletişim hâlinde takdir edersiniz ki karşı tarafa olumlu bir enerji vermek isteriz. Çünkü biliriz ki ne kadar olumsuz enerji verirsek veya ne kadar olumlu enerji verirsek toplum da bize ,istisnalar harici, aynen hakettiğimiz değeri verecektir. Hem ne demişler: “Fotoğrafçıda gülün bir gün mutlaka alırlar selamınızı.”

Zaman toplumlarında en dikkat çeken özellik insanların aşırı gururu, güvensizliği, egosu saymakla bitmez. Peki hiç düşündük mü nereden geliyor bu olumsuzluklar diye? Tabii ki birbirini dinlemeyen, anlamayan, empati yeteneğinden yoksun, etkili konuşmayı hâlâ ısrarla elinde imkanlar olduğu halde bunun yadsınacak bir gerçek olduğunu kabul etmeyen insanlar vasıtasıyla doğuyor. Bilmedikleri bir şey var: Bu doğumun acısı bizleri de etkiliyor. “Bizler” dediğim kitleyi soracaklara cevabım açıktır: Dinleyen, güzel konuşan, empati kurmayı bilen ve uygulayan beşerler. Bize kazandırdıkları şeyler apaçık ortada. Örneğin dinleyen insan fazla şey öğrenir, kendini bilir; kendini bilen karşısındakini bilir, empati kuran “Acaba?” sorusunun cevabını kendine yönelik verir, kendini tartar. Etkili konuşan insan; sizi etkiler, manipüle eder ,olumlu anlamda söylüyorum, kendini dinletir. Yani her bir özellik eninde sonunda bunlarınkiyle uyguladığımız takdirde bize tahayyül edemeyeceğimiz olumlu özellikler katar.

Son olarak tavsiyeden ziyade bir ricada bulunmak daha doğru olur diye düşündüm ve sizlerden bu anlamda bir ricam olacak: Birbirimizi dinleyelim, acabalarımızı kendimize soralım -empati- etkili konuşmaktan kaçmayalım. Sizler de çok iyi biliyorsunuz ki ancak bu sayede özlediğimiz eski toplum bilincine geri dönüp kendimize imrenerek baktırmaya yelken açacağız.