Fatsa Söz Gazetesi / Fatsa'dan Güncel ve Özgün Haberler

PARAYA AŞIK OLMAYANLAR

PARAYA AŞIK OLMAYANLAR
04 Haziran 2024 - 10:36
1970’li yıllar. Fatsanın köylerinde evlerde ELEKTRİK ve SU tesisatı olmayan yıllar.
Hafta günü ( PAZARTESİ ve nadiren CUMA) Bazara, Çarşıya gidildiğinde, maddi duruma göre şişeyle, bidonla ve tenekeyle GAZYAĞI alındığı dönemler.
O yıllarda, konuşma esnasında ölçü belirtmek için, Gazyağı tenekesi tabir edilirdi.
Her mahallede, dedelerden kalma ve isimleri olan Pınarlar vardı. ( Hatun pınarı, Soğuk pınar, Kuru pınar, Ayşe pınarı vs.)
Sonraları, kaynak sularının çıktığı anayol kıyılarında Devlet eliyle Çeşmeler yapıldı.
Dışında YSE ( Yol Su Elektrik) yazan bu çeşmelerin projesi her yerde aynıydı.
Önünde kırk elli santimlik peteği, her iki yanda da, çamaşır pataklamak, güğüm koymak için düz bir yer yapılırdı.
Bazen, akşam eve dönüş yolunda su içmek için yanaşan, Camışlar veya büyük boynuzlu İnekler, petekten su içme sırası yüzünden kısa bir kafa tokuşturma kavgası yaparlar ve sarı dökümden olan KURNA yı kırarlardı.
Mahalleden maddi durumu iyi olan birisi yeni kurna alıp takıncaya kadar, adına SİBEK denilen kısa bir parça yaş odun, girebiyle inceltilerek kurnanın yerine çakılırdı.
Yeni yetme gelinler, kızlar veya çocuklar sibeği çıkarmakta zorlanır, suyla iyice şişen SİBEK kırılır ve su alma işi sıkıntıya girerdi.
Anneler, güğümleri bel hizasında kalça kemiğine dayar ve eve su getirirlerdi. Bazıları iki taraflarında çift güğüm getirirlerdi.
Kimi zaman, belden aşağıları ıslanır, babalar,;
— Yahu bunu ağzına kadar niye doldurdun? diye kızardı.
Elektrik deseniz o da ayrı bir sorundu.
Gaz lambalarında beş, yedi ve on iki diye numaralar olurdu.
Genelde yedi numara kullanılırdı.
On iki numara çok iyi ışıtır ama çok gaz yakardı.
Lambanın fitilini, kısmak ve açmak için küçük bir tırtıklı telle çevrilir, bazen fitil içine kaçar, lamba söner ve kim yaptıysa fırçayı yerdi.
Ülkemizin birazcık gelişmeye başlaması neticesi, LÜKÜS kullandık ve sonrasında Tüple tanışmamız gazyağı ile vedalaşmamıza neden oldu.
Piknik tüpüyle aydınlanma adeta devrim oldu.
Su konusu ise aynı kaldı. Bir müddet daha çeşmelere devam ettik.
Bazen çeşme başlarında güğüm sırası yüzünden denilse de, mahallede birbirine gıcık olan kadınlar ve gelinlerin kavgalarını duyduk.
Ve bir gün geldi köylere ELEKTRİK verilecek haberleri duyuldu. Çok sevindik.
Ama Devlet şart koştu.
Direkler Çaltı (Akasya) ağacından olacak, köylü ağacı temin edecek, direk yerlerini köylü kazacak, bunlar bedelsiz olacak, onlar sadece teli ve elektrik fincanlarını verecekler.
Tabi bu habere bayıldık biz.
Düşünsenize Elektrik gelecek ve gazyağının geniz yakan kokusundan, Radyoların biten pillerini kuzinenin üstünde ısıtmaktan kurtulacağız.
Fatsanın Bolaman beldesi Kavraz köyünden, pehlivan misali cüsseli ama yufkadan da ince yüreğiyle Keramittin abi çıktı karşımıza. Mesleği Elektrik ve Su tesisatçısı olarak.
Tabi o yıllar, su boruları demirdendi. Bükmek ayrı kesmek ayrı bir dertdi. Boruya diş açmak için lazım olan aparatı taşımaya bile birisi lazımdı.
Şimdiki gibi, plastik boruyu ısıt erit ve birbirine yapıştır yoktu.
Bir çuval kendir, maşon, pafta, havşa, terlemek de hediyesiydi.
Ama en sonunda, mutfakta kurnayı açtığında gelen suyun sesinin bize verdiği mutluluğun tarifi yoktu.
Elektrik deseniz, o yıllar kaçak akım rölesi olmadığından, çarpınca çarpılıyorsun yani.
Sigortalar zor atıyor. Bir de kalın telle sarılmışsa tesisatlar bile yanıyor.
Elektrik hizmetleri BELEDİYELERİN işiydi. Kışın kardan, rüzgardan tel kopar, gelip arızayı gidermek bir hafta sürerdi.
Ya da bazı evlere elektrik gelmez direğe çıkıp oksitlenen kabloyu kesip yeniden bağlamak gerekirdi.
Şebeke elektriği kesilmeden direğe çıkıp arıza yapılırdı.
Keramittin abi, ayağında çengel, risk alarak çok direğe çıkmıştır.
Fatsa ve çevresi köylerde bir çok evde halen de onun yaptığı elektrik ve su tesisatı kullanılıyordur.
Onun en büyük özelliği, şimdilerdeki gibi, hesap kitap pazarlık safhaları olmaz, gelir eve bakar, yaklaşık malzemeyi yazar ve işe başlardı.
Sonunda, kaç gün çalıştığı belli olsa da, o ev sahibinin verebildiği, vermeyi düşündüğü ücreti kabul eder, parayı bile saymadan cebine sokar, arkasına bakmadan giderdi.
Ne kadar teyzelerin, amcaların karanlık evlerini aydıtlatmıştır kimbilir.
Hele de, ufak tefek arıza, kurna, lamba değişimi, küçük bir tesisat çekme işinden para beklemez, gününün ziyan olması, yok bedava çalıştık vs, hiç aklına getirmezdi.
Biz onun bir evdeki bir kaç saatlik çalışmasındaki, borcumuz ne kadar? sorusuna,,
— Ne borcu?, sen oradan bize bir çanak ayran getir! deyip ayranı bir güzel içip bıyıklarını elinin sırtıyla silip Hadi Eyvallah! diyerek dönüp gittiğine çok şahidiz.
Keramittin abi paraya değer verseydi, Düşünsenize o yıllarda ilk çıkan bir meslekten kazanacağı parayı hesap etsek, çuvallarla parası olurdu.
Babadan kalma eski bir evde oturuyordu.
Binmeye arabası yoktu.
Ama bir konuda çok zengindi. Biz onun ne kadar ZENGİN olduğunu ölünce anladık.
Ellisini göremeden üç kız çocuğuyla eşini bırakıp gitti Keramittin abi.
Yine bir gün ayakta duramayacak şekilde yorgun olmasına rağmen, bir komşusunun sokak aydınlatması yanmayan direkteki lambayı değiştirmek için çıktığında elektrik çarpması sonucu vefat etti.
Herkesi üzüntüye ve yasa boğdu. İyi bir insandı.
Zenginliğine değinmiştik.
Meğer o DUA ZENGİNİ ‘ymiş. Ne kadar dua almış ki, ölümünden sonra, emekliliği bile olmayan eşi, üç kızını büyütüp okuttu ve üçünü de kimseden bir destek almadan evlendirdi.
Ve üç kızın mutluluğunda babaları Keramittin abinin bunca yıl aldığı duaları görmek mümkün.
Para biterdi, Duanın hiç bitmediğini, çok uzun sürdüğüne şahit olmak çok güzel.
Hala da hatırlanıldığında, kendisinden güzel dilek ve temennilerle bahsedilmesi, sizce parayla alınabilecek bir şey olabilir mi?
Allah Keramittin abiye ve bu vesileyle tüm ölenlerimize rahmet eylesin
Herkese Selam,
Herkese Saygı.

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
KÖŞE YAZARLARI

Copyright © 2020 / Fatsa Söz Gazetesi / Tüm hakları saklıdır.